ciddi yüz yaralanması olan erkek bir polis memuruyla yoldayız. | Open Subtitles | لدينا هنا شرطى ذكر , يعانى من قطوع شديده بالوجه |
Yere düşmüş şekilde bulduk iç organları ciddi hasar görmüş. | Open Subtitles | لقد وجدناه مقلوب، يعانى من إصابات داخليه شديده |
Bu deney, işlenmiş şekerin ve aşırı früktozun milyonlarca insanın sağlığı ve refahında yarattığı ciddi hasarı bana kanıtladı. | Open Subtitles | هذه التجربة اثبتت لي بأن السكر المكرر وكثرة الفركتوز, تسببت بأضرار شديده على الصحه وصحة الملايين من الناس |
Şiddetli bir darbe yaşayan bir çocuğun zihni bağımsız kişilikler yaratabilir. | Open Subtitles | عندما واجه صدمه شديده اصيب بانفصام الشخصيه |
Gövde ve bacaklarda Şiddetli yanık, zor nefes alıyor. | Open Subtitles | حروق شديده في الجذع و الارجل تنفس بصعوبه |
Sabahleyin rüzgâr Şiddetli estiğinden kayıklar denize açılmıyorlardı. | Open Subtitles | فى الصباح " " كانت الرياح شديده عاتيه .. لدرجة أن القوارب " " لم تتمكن من الخروج للبحر |
Sonunda burada durum ciddi hale geldi. | Open Subtitles | تبدوا الاشياء شديده الجديه مؤخرا |
Darbe omurilik için ciddi bir çürüğe neden oldu. | Open Subtitles | تسببت بآثار ارتجاج شديده في النخاع. |
- Ne oldu? Onun ciddi bir sorunu... | Open Subtitles | هي حظت بحاله شديده من.. |
Şiddetli yağışlar suyun 10 metre yükselmesine neden olacak. | Open Subtitles | مع أمطار شديده وأمواج ترتفع الى 30 قدما |
Vücudunda çok fazla ve Şiddetli yanıklar var. | Open Subtitles | الحروق على جسمها شديده و خطيره. |
Wuchang'daki savaş çok Şiddetli olacak. | Open Subtitles | "ستكون المعركة شديده في "وتشانغ |
Şiddetli yan etkileri 100 hastadan sadece birisi yaşıyor. | Open Subtitles | تقول هنا , واحد من 100 مريض يمر باعراض جانبية شديده ! |
Öyle bir şey varsa bu Şiddetli bir risk sinyalidir. | Open Subtitles | لأن هذا سيكون مخاطره شديده |