"شديد الذكاء" - Translation from Arabic to Turkish

• çok zeki
• çok akıllı
• hayli zeki
• Çok akıllısın

Onun hakkında böyle konuşmamalısın, Alice. O çok zeki bir adam. - Her neyse.
لا تتكلمي عنه بهذه الطريقة انه رجل شديد الذكاء

Böyle şeyler çok zeki birisiyle evlendiğinde olur.
هذا ما يحدث عندما تتزوجين رجل شديد الذكاء

Çok isterdim. Onur duyardım çünkü bence o çok zeki biri.
سيُسعدنى ويُشرّفنى أن أفعل, لأنى أعتقد أنه شديد الذكاء.

Çünkü çok akıllı, ama aynı zamanda... hiçbir şey bilmiyor.
لأنه شديد الذكاء مع أنه في نفس الوقت لا يعلم أي شيء

çok akıllı olduğunu sanıyorsun değil mi ne zamandan beri lili'nin çetenin parçası olduğunu biliyoruz
أتظن نفسك شديد الذكاء ؟ منذ متى التحقت الفتاة ليلي بعصابتك ؟

Gerçekten hayli zeki.
إنه شديد الذكاء حقاً

Çok akıllısın. Avukatı arabanın içinde ne varsa hırsızların koyduğunu söyleyecek.
أنت شديد الذكاء لن يعتد بالسيارة كدليل

çok zeki ya da güzelsen çok fazla dikkat çekersin.
لو أنك شديد الذكاء أو الجمال، ستجذب الكثيرمنالانتباهلنفسك،أو...

Birdenbire çok zeki oldum.
أصبحتُ فجأةً شديد الذكاء

- Evet. Vay canına. Gerçekten çok zeki olmalısın.
من المؤكد انك شديد الذكاء

çok zeki görünüyorsun canım.
تبدو شديد الذكاء يا عزيزي

- çok zeki bir çocuktur.
إنه ولد شديد الذكاء.

Hiç çok zeki olamadın, değil mi Felix?
لم تكن شديد الذكاء اليس كذلك (فيليكس)؟

- çok zeki bir hayvan.
-حيوان شديد الذكاء

Sen çok zeki birisin, Chuck.
أنت شديد الذكاء يا (تشاك)

Kendi küçük dünyanda oturup çok akıllı olduğunu düşünüyorsun.
أنت تجلس في عالمك الخاص ظاناً أنك شديد الذكاء

- Adam ya çok akıllı ya da çok aptal.
-إما أنه شديد الذكاء أو الغباء

Masovich çok akıllı bir iş adamıydı.
كان "ماسوفيتش" رجل أعمال شديد الذكاء.

- Bir hayli zeki olduğunu sen söyledin.
-قلتِ بنفسكِ إنّه شديد الذكاء

- Sen bulursun. Çok akıllısın ya.
- يمنك أن تجدها أنت، أنت شديد الذكاء -