Mükemmel falan değil. Muhtemelen hediye almak zorunda olacağız. | Open Subtitles | هذا ليس عظيماً، علينا على الأرجح شراء هدية |
Oh, Babana hediye almak için kenara koyduğum para. | Open Subtitles | إنه المال الذي كنت أنوي به شراء هدية لأبيك |
O gün ona hediye almak benim için çok muazzam bir Tekme olmuştu. | Open Subtitles | شراء هدية له في ذلك اليوم ، جعلني أشعر بإثارة كبيرة وفظيعة |
hediye almak yerine sana 40 dolar versem olur mu? | Open Subtitles | ماذا لو أعطيتك الـ40 دولاراً بدل شراء هدية لك؟ |
Sana hediye alacaktım de. | Open Subtitles | قولي لي أنك كنت تنوين شراء هدية لي. |
Kral karısının gönlünü almak için bir hediye almak istedi. | Open Subtitles | الملك يريد شراء هدية لإرضاء زوجته |
Birisi için hediye almak zorundaydım. | Open Subtitles | كان عليّ شراء هدية لأحد ما |
Bana hediye almak zorunda değildin, Fry. | Open Subtitles | لم يتوجب عليك شراء هدية لي |
Sadece hediye almak istiyordum. | Open Subtitles | أحتاج فقط إلى شراء هدية |
Fred'e doğum günü için çok pahalı bir hediye alacaktım. | Open Subtitles | ناوية شراء هدية عيد ميلاد باهظة الثمن لـ(فريد) |
Sana hediye alacaktım. | Open Subtitles | كنت أنوي شراء هدية. |