Evet. İşte bunun için Polis olmaya karar verdim. Bunu biliyorsundur diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | نعم، لهذا قررت أن أصبح شرطيّة اعتقدت فقط بأنك يجب أن تعرف ذلك |
Açıkçası insanlar Polis olduğumu çok nadir anlarlar. - Tabii. | Open Subtitles | في الواقع ، الناس نادراً جداً ما تحزر أنني شرطيّة |
İkincisi, öyle bile olsa, ben polisim. | Open Subtitles | هذا ليس صحيحاًَ وثانياً : حتى لو كنتَ كذلك ، فأنا شرطيّة |
Ben de suçlu değilim. Sadece köşeye sıkışmış bir polisim. | Open Subtitles | ولا أنا مجرمة، إنّما أنا شرطيّة يائسة زُجّت في مأزق وخيم. |
Hay sikeyim! polissin sen be! Geçiminizi insanları gıcık ederek sağlarsınız. | Open Subtitles | تبّاً، إنّكِ شرطيّة بحقّ السماء، مهنتكِ إغضاب الناس |
Sen insanları korumak için silah taşıyan bir polissin. | Open Subtitles | أنت شرطيّة التي تحمل السلاح من أجل أنّ تحمي الناس. |
Galiba bu yüzden Polis oldum. Babam da polisti. | Open Subtitles | أعتقد أنّه لهذا السبب أصبحتُ شرطيّة فهذه كانت مهنته |
O tip bir adamın bayan bir polisle sorunları olabilir. | Open Subtitles | حسناً، رجل مثله لربّما يعتبرها مُشكلة مع شرطيّة. |
Keyfini kaçırmak istemem ama bu kadın gizli bir Polis. | Open Subtitles | أكره أن أزف لك الخبر، ولكن هذه المرأة شرطيّة سريّة. |
Polis olduğunu söylemedin. | Open Subtitles | ـ أجل، إنّها شرطيّة لم تخبرنى أنّها شرطيّة |
Bunun beni daha iyi bir Polis yaptığını sanmıştım. | Open Subtitles | أنّي أحيط نفسي بسور شاهق، حسبتُ أنّ ذلك جعلني شرطيّة أفضل |
Beyler, kesin artık. Ben polisim. | Open Subtitles | يا رجال ، إبتعدوا ، حسناً أنا شرطيّة. |
O olmayabilir ama ben polisim. | Open Subtitles | قد لا يكون شرطياً، لكنّي شرطيّة. |
Ben sizin zannettiğiniz kişi değilim. Ben bir polisim. | Open Subtitles | لستُ من تحسبنني، إنّي شرطيّة |
Ben de bir polisim. | Open Subtitles | حسناً، أنا شرطيّة. |
Çok iyi bir polissin ama dikkatini dağıtacak bir şey olmazsa daha da iyi olabilirsin diye düşünüyorum. | Open Subtitles | أنتِ شرطيّة جيّدة لكن أعتقد أنّكِ ستبلين بشكل أفضل لو قللتِ من الإلهاءات. |
Sen iyi bir polissin, iyi bir insansın. Onun gibi değilsin. | Open Subtitles | إنّكِ شرطيّة صالحة، وشخص صالح، لستِ مثله |
Ne yani, sen gerçek polissin de ben değil miyim? | Open Subtitles | حسناً أنتِ شرطيّة حقيقية بينما أنا لا؟ |
Fakat çok iyi bir polisti. Her gece bebek gibi uyurdu. | Open Subtitles | لكنها كانت شرطيّة مُستقيمة للغاية تنام مُرتاحة الضمير كلّ ليلة |
Bir bölge başsavcısının, polisle ilgili bir mevzuya bu kadar bulaşması biraz ilginç. | Open Subtitles | عجيب قليلًا أن ينخرط مدعي عام في مسألة شرطيّة. |
Yine de ailesini öldürürken, bir laboratuvar faresinin çekeceği kadar bile vicdan azabı duymayan katil bir polisin radarında olacaksın. | Open Subtitles | ستظلّ تحت مراقبة شرطيّة قاتلة لم يؤنّبها ضميرها لقتلها عائلتها ناهيكَ عن عالم مختبرات |
Sırf uygunsuz olur diye polislik yapmayı mı bırakayım? | Open Subtitles | لا أستطيع التوقف عن مُجرّد كوني شرطيّة لأنّه أمر غير مُريح. |