Bunun bir şeref meselesi olduğunu hissediyorum. | Open Subtitles | بأنّ هذه مسألة شرفِ. |
Bu bir şeref meselesi. | Open Subtitles | إنها مسألة شرفِ. |
John oyunun onurunu ayaklar altına almıştı. | Open Subtitles | جون حاولَ وَضْع نفسه فوق شرفِ اللعبةِ. |
İslam kadınların onurunu kirletir. | Open Subtitles | بالإضافةِ إلى تلويثِ شرفِ المرأة |
Zaara'nın şerefini korumak uğruna... diğer taraftan Zaara, Veer'in hayallerini gerçekleştirmek üzere ... hayatının 22 yılını yabancı bir ülkede geçiriyor. | Open Subtitles | لحِماية شرفِ زارة... وهنا زارة التي قضت إثنتان وعشرون سنة مِنْ حياتِها... في أرض غريبة لجعل حلمِ فير يظل حيّا |
Sadece ailenin şerefini korumak için ne gerekiyorsa onu yaptım. Bir başka deyişle beni kandırdın. | Open Subtitles | أنا فقط فعلتُ ما كان ضرورياً للحفاظِ على شرفِ العائلة- بعبارةٍ أخرى، قُمتِ بخداعي- |
Büyük şeref duydum. | Open Subtitles | -هذا شرفِ لي |