Bu kadının sık sık suç ortağı vardır. | Open Subtitles | هؤلاء النساء عندهن شركاء في أغلب الأحيان |
İşte bu olağanüstü bir işbirliği modelidir. Birbirine baş sallayıp durmayan düşünce ortakları. | TED | إنه نموذج رائع من التعاون. - شركاء في التفكير و ليسوا أصداء لبعض. |
Biz yalnızca bu ekipte ortak değiliz. Biz hayat ortağıyız. | Open Subtitles | لسنا شريكين في قائمة الترشح فحسب نحنُ شركاء في الحياة |
Bu işte ortağız yoksa evlenmemizin ne anlamı var? Bay Hall saat 10'da görüşmeniz var. | Open Subtitles | نحن شركاء في هذا أو لن نقم به سيد هول موعدك للساعة العاشرة هنا |
Olsa olsa iş ortağıydık. | Open Subtitles | حسنٌ، كنا شركاء في الأعمال على أفضل وجه |
Neredeyse oda arkadaşıyız. | Open Subtitles | كم هو رائع إننا تقريباً شركاء في الغرفة. |
Biz suç ortaklarıydık ve, öğrenci dekanının dediğine göre de "tam bir göt"tük. | Open Subtitles | لقد كنا شركاء في الجريمة و "وفقاًلعميدالمدرسة"فاشلونجداً. |
Siyu'lar ve beyazlar komşu, iş ortağı dost olacak. | Open Subtitles | السو و البيض سوف يكونوا جيران و شركاء في العمل و أصدقاء |
Fancie'yi kendi adımla satın almamı, yarısını sana satmamı ve iş ortağı olmamızı söyleyeceksin. | Open Subtitles | تريدي مني شراء فانسي بأسمي وبيعك النصف ونصبح شركاء في العمل |
Fas'tan iskambil ortağı. | Open Subtitles | كانا شركاء في لعب القمار في المغرب |
Ve Bay Thorpe ve babam işe giriştiklerinde iş ortakları olduğu için benim araya girmeme yardım etme fırsatını istyeceğine eminim. | Open Subtitles | وبما أن أبي والسيد ثورب كانوا شركاء في الأعمال عندما بدأو العمل انا متأكد من أنه يرغب في الفرصة لمساعدتي |
Eğer ilaç iş ortakları olduğunu keşfetti. | Open Subtitles | لقد اكتشفنا انكما شركاء في تجارة المخدرات |
Dostlar, düşmanlar, iş ortakları beni tanıyan ya da bu anlamda hisse tüyosu alan herkes. | Open Subtitles | أصدقاء، أعداء، شركاء في العمل، أي أحد عرفني، أو أخذ مني نصائح عن الأسهم |
Önce büyüdüğü yere gelir sonra suça ortak olur. | Open Subtitles | أولاً الكذب حول دور الحضانة، ثمّ شركاء في الجريمة. |
Dedektiflikteki ilk senemizde ortak olunca tanışmış olduk. | Open Subtitles | إلتقينا عندما أصبحنا شركاء في السنة الأولى بشعبة التحقيقات |
Mademki artık suç ortağıyız... bana adını söylesene. | Open Subtitles | إذن, الآن نحن شركاء في الجريمة ماذا عن إخباري بإسمك الحقيقي |
Sokaklarda düşman olabiliriz, ama burada iş ortağıyız. | Open Subtitles | قد نتقاتل في الشوارع، ولكن هنا نحن شركاء في العمل. |
Yani bir anlamda, farklı yapı demek biz ortağız demek, bu bir ortaklık. Çalışmaya devam edebiliriz ve kendimizi bu projeye adayabiliriz ve sonra da ödülleri paylaşabiliriz. | TED | ويوصف هذة الهيكلة الجديده بانها الشراكة بيننا، في ظل هذة الشراكة تسطيع الاستمرار ونكرس انفسنا لهذة الابداعات، حتى نصبح شركاء في النجاح. |
Biz hayat ortağıydık. | Open Subtitles | نحن شركاء في الحياة أيضاً |
- Neredeyse bir yıldır oda arkadaşıyız... | Open Subtitles | إننا شركاء في الغرفة منذ عام تقريباً |
Bizler suç ortaklarıydık. | Open Subtitles | لقد كنا شركاء في الجريمة. |
Benim nazarımda, sağlık hizmetleri alanında en iyi işi başaran kişi, çok yoksul bir bölgede, bir sistem kurmayı başarmış olan Dr. Paul Farmer'dır. Kendisini tanıyorsunuz, "Partners in Health" adındaki grubuyla ağırlıklı olarak ilk başladığı yer olan Haiti'de 20 yıldır çalışmalarını sürdürüyor. Ancak, aynı zamanda Rusya'da, Peru'da ve dünyanın başka yerlerinde de çalışmışlardır. | TED | الشخص، في نظري، الذي أنجز أفضل عمل في قطاع الرعاية الصحية هذا، في بناء الأنظمة في المناطق الفقيرة جداً هو د.باول فارمر، الذي يعرفه الكثير منكم، الذي عمل الآن 20 سنة مع مجموعته، شركاء في الصحة، في الأساس في هاييتي حيث بدأ. لكنهم كذلك عملوا في روسيا، في بيرو وأماكن أخرى حول العالم. |
- Suç ortaklarıyız. - Tanışman gereken biri var. | Open Subtitles | نحن شركاء في الجريمة شخص ما عليك أن تقابله |