Ama kutsal bir mekandayız ve ben onun suç ortağı olduğumu itiraf ediyorum. | Open Subtitles | نحن لا زلنا على أرض مقدسة أنا أعترف بأني شريكها |
Ne yazık ki, ortağı Ajan Mulder, her şeyi batırdı. | Open Subtitles | لسوء الحظ، شريكها شدّ الوكيل مولدر كلّ شيء فوق. |
Bir süre sonra, Vicki ve diğer tezgahtar, muhtemelen suç ortağı, | Open Subtitles | بعد ذلك ، فيكي والكاتب الاخر من المحتمل شريكها حفظت |
2017'nin yazında, Sofia'da bir kadın, partneri tarafından öldürüldü. | TED | في صيف عام 2017 قتلت امرأة على يد شريكها في صوفيا |
Anlaşmaya göre suç ortağını söylemesi gerekiyor. | Open Subtitles | جزء من التفاق ان تخبرهم بإسم شريكها فالجريمه |
Ortağının hala yaşadığına inanıyor. | Open Subtitles | تعلمون ، وقالت انها تعتقد شريكها لا يزال على قيد الحياة. |
Her sabah gün doğarken dişi, uyuma mekanını terk eder ve partnerini bulmak için yüzer. | Open Subtitles | ومع كل شروق شمس , تترك الأنثى موقع نومها وتسبح للعثور على شريكها |
Rol arkadaşı Ray Polito'yu da orada görüyor. | Open Subtitles | وذلك حيث ترى شريكها المتضامن، راي بوليتو. |
ortağı ona, yardımına ihtiyacı olduğunu söyledi ve tek ihtiyacı olanda bu. | Open Subtitles | اخبرها شريكها انه بحاجه اليها، وهذا كل ما تريد معرفته |
Kurbanlara göre, kadın fail, ince askılı bluzunu dikkat dağıtmak için kullanıyor, bıyıklı suç ortağı ise alışveriş arabasıyla sıvışıyor. | Open Subtitles | ألهتهم المجرمة بارتدائها ثياباً خفيفة رقيقة فيما فرّ شريكها ذو الشارب بعربة التسوّق |
- Trajedi işte. Uzun süreli gizli görev yaptı ve ortağı bu sırada öldürüldü. | Open Subtitles | مأساة، تعمقت في مهمة سرية، وقُتل شريكها أثناء العملية. |
Birileri Bayan Hewes'ün arabasına çarpıyor ve ardından iş ortağı ölü bulunuyor. | Open Subtitles | احد ما اصطدم بسيارة باتي هيوز وبعد ذلك شريكها بمكتب المحاماة يتم العثور عليه ميتا |
ortağı kim olursa olsun muhtemelen son hamleye doğru geçiyorlar. | Open Subtitles | ، أياً يكن شريكها . فإنهما يخططان للمرحلة النهائية |
Onca zaman boyunca ortağı ile berabermiş, ...bizim düşündüğümüz gibi değilmiş. | Open Subtitles | شريكها كان هناك طوال الوقت لكن ليس بالطريقة التي ظنناها |
PV: O ve partneri, tepkisini ve ardındaki tarihi bağlamındaki nüansı anlamazlarsa, bu kolaylıkla gereksiz tartışmalara yol açabilir. | TED | بريا: وانعدام الفهم الدقيق بينها وبين شريكها عن ردة فعلها التي لها تفسير تاريخي كان من الممكن أن يؤدي ذلك إلى جدال لا داعِ له. |
Güzel kadın ve partneri tam karşımızda durarak... vals pozisyonu aldılar. | Open Subtitles | السيدة الجميلة و شريكها وقفا أمامنا بالضبط . في وقفة رقصة الفالس . |
Matmazel Brooks, şimdi de suç ortağını koruma çabasında. | Open Subtitles | الآن الآنسة "بروكس" تقوم بمحاولة شريفة لتحمي شريكها |
Ortağının ölümüyle ilgili tutulan olay sonrası raporu. | Open Subtitles | ثم إليكما هذا، تقرير ما بعد الحدث عن موت شريكها. |
Bence partnerini başının üstüne kaldırabilen bir kadınla dans etmek çok seksi. | Open Subtitles | من المثير مراقصة امرأة تستطيع رفع شريكها فوق رأسها. |
Kadın, güçIü erkeğin kazandığından emin olduktan sonra onun arkadaşı olarak yanında gezmesine izin verir. | Open Subtitles | عندما تتيقن الأنثى أن أقوى الذكور واحدا، تسمح له بمجاورتها ليكون شريكها. |
Bir gazeteci işe karışmasaydı ortağıyla buluşan 30 yıllık bir kanun kaçağını yakalayacaktık. | Open Subtitles | لقد قمنا باعتقال هاربه منذ ثلاثين سنة من الشارع وكنا لنعتقل شريكها أيضا لولا تدخل صحفي قبلها بقليل |
Daniel, Nadine'nin ortağıydı. Kumarhanedeki gözü ve kulağıydı. | Open Subtitles | (دانيال) هو شريكها لديه عيون وآذان بجميع أنحاء الكازينو. |
Şimdilik şunu söyleyeyim, ben Max diğer ortağıyım, L.A.'den. | Open Subtitles | نجريها الأن يكفي فقط أن نقول انا ماكس شريكها الاخر من لوس انجلوس |
Doğal olarak onunla ortak olmalıydım. Üstelik iyi de gitti. | Open Subtitles | فمن الطبيعي اضطررت أن أكون شريكها وكانت انطلاقة جيدة أيضًا |