Kendimi kötü hissettim, çünkü Earl'ün listesindeki o maddeye ne yapacağını bilmiyordum. | Open Subtitles | لقد شعرت بالسوء لأنني لا أعلم ماذا سيفعل إيرل بخصوص لا ئحته |
Öğlen olanlar için kendimi kötü hissettim, sana bir hediye aldım. | Open Subtitles | شعرت بالسوء حيال هذا المساء لذا فقد إشتريت لك شيئاً |
Lester'ı kovduğumuz için çok üzüldüm ve ona iş bakıyorum. | Open Subtitles | شعرت بالسوء حيال طرد ليستر المسكين لقد أخذت على نفسي أن أعثر له على وظيفة |
Biliyorum. Bak bende kötü hissediyorum. Belkide onların değişmelerinin tek yolu budur. | Open Subtitles | أعرف, لقد شعرت بالسوء أيضاً ربما هذه هى الطريقة الوحيدة للتأثير فيهما |
Al, kendimi kötü hissediyordum, o yüzden şiltini düzelttim. | Open Subtitles | خذي , قد شعرت بالسوء, الصقت صحنك المنكسر |
Jessie için üzülmüştüm, ama ne yapabilirdim ki? | Open Subtitles | شعرت بالسوء تجاه جيسي لكن ماذا كنت لأفعل؟ |
Sonra kendini kötü hissedip bir gün bana bunu ödeyeceğini söylemiştin. | Open Subtitles | بعد ان ضربتني بالحذاء؟ وبعدها شعرت بالسوء وقلت لي أنك ستعوضني ذلك يوماً ما |
Başından geçenleri bana anlattıktan sonra kimsenin kendini daha kötü hissettiğini sanmıyorum. | Open Subtitles | ولا أعتقد أن أحدهنَّ قد شعرت بالسوء بعد أن تحدثت معي، عن تجربتها |
Ardından kendimi korkunç hissettim, bir şansım daha olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | ثم شعرت بالسوء إعتقدت انه ربما سيكون لدينا فرصة أخرى |
Ethan seçilemedi diye kendimi kötü hissettim. | Open Subtitles | لقد شعرت بالسوء بأنّ إيثان لم يتم إختياره |
Ben onu senin için terk ettiğimde harab olmuştu. kötü hissettim. | Open Subtitles | كانت منهارة عندما تركها لأجلك شعرت بالسوء |
Evet ve bu konuda kendimi kötü hissettim. Çok fazlaydı. | Open Subtitles | أجل، وقد شعرت بالسوء تجاه ذلك، في الواقع فهذا يفوق الأمر |
Cenazede yok denecek kadar az kişi varmış. Kendimi kötü hissettim. Gitmem gerekirdi. | Open Subtitles | لا أحد ذهب للجنازة شعرت بالسوء كان يجب أن أذهب |
Biliyorsun ki, seni yetiştirme şeklimiz yüzünden hep kendimi kötü hissettim. | Open Subtitles | .. أتعلم، لطالما شعرت بالسوء حيال الطريقة التي ربّيناك بها |
Kendimi kötü hissettim, çünkü ona yardım edemedim. | Open Subtitles | شعرت بالسوء لأني لم اكن استطيع فعل شئ لمساعدته |
Senin için çok üzüldüm ve seni neşelendirmek için kurabiye yaptım. | Open Subtitles | على اية حال، شعرت بالسوء حيالك وفكرت ان اعد لك البسكويت لتبتهج |
Ona kendi hislerimi anlattım çünkü onun için üzüldüm. | Open Subtitles | أخبرتها عن علاقاتي الغرامية لأنني شعرت بالسوء حيالها |
sorun değil herkesin kendi ıstırahat günleri var hayır ,sadece kötü hissediyorum. | Open Subtitles | لا بأس، فكل شخص يمر بهكذا يوم كلاّ، لقد شعرت بالسوء فحسب |
- Böyle olduğu için kötü hissediyorum. | Open Subtitles | لقد شعرت بالسوء لحدوث هذا لكن أقسملك أنني حتي لم أشاهد الشريط |
Ve ben onun için kendimi kötü hissediyordum. O piçi bulacağım! | Open Subtitles | وأنا شعرت بالسوء لأجلها, سوف أجد ذلك نذل |
Evet, çocuklar için üzülmüştüm. | Open Subtitles | نعم , لقد شعرت بالسوء من اجل الرفاق |
- Bu yüzden de kötü hissedip ona anlattım. | Open Subtitles | و شعرت بالسوء لذلك , لذا أخبرتها |
Sizin için nasıl kötü hissettiğini, bilhassa siz ikinizin ne güzel bir çift olduğunuzu. | Open Subtitles | في المقام الأول تحدثت عنكما وكيف كنتما زوجين رائيعن و كيف شعرت بالسوء لأجلك |
kendimi korkunç hissettim ama geri dönemedim tüm polisler peşimde ve Roderick sürekli olarak "devam et, Joey'i eve götür" derken mümkün değildi. | Open Subtitles | شعرت بالسوء لكنّي لم أستطع العودة مع وجود كل رجال الشرطة أولئك :و(رودريك) استمر بالقول "تقدّمي وخذي (جوي) للمنزل" |
Atıcıyı oyundan aldıklarında kendimi çok kötü hissetmiştim çünkü, atıcı artık arkadaşlarıyla birlikte oynayamayacaktı.. | Open Subtitles | شعرت بالسوء جداً لأن الرامي لن يستطيع اللعب مع أصدقاءه مرة أخرى |