Hayır, para yüzünden değil, aldatılmış hissetti. | Open Subtitles | لا، لَم يكُن الأمر بسبب المال. لقد شعرَ أنهُ قد انتهى |
'ın cidden ölü olduğunu bilmenin önemli olduğunu bilmen gerektiğini hissetti, böylece onu rol için tekrar düşünebilesin. | Open Subtitles | شعرَ أنه مهم أن تعرف أن "بوكس" منتهي تمامًا، لذا ربما تعيد النظر بأمره لأجل الدور. |
- Sence her şeyi hissetti mi? | Open Subtitles | هل تظن أنه شعرَ بكل هذا ؟ |
Odada bir pencere olduğunu hissetmiş. | Open Subtitles | شعرَ بوجود نافذة في الغرفة التي كان فيها |
Anlaşılan bazıları o kadar güçlü hissetmiş ki duyuruyu yapmadan önce beni öldürmeye çalıştılar. | Open Subtitles | و يبدو أنّ هناك من شعرَ بتهديدٍ كبير لدرجة أنّهم فكّروا بمحاولة قتلي قبل القيام بذلك الإعلان |
Teneke Adam sonunda kalp bulduğunda böyle hissetmiş olmalı. | Open Subtitles | ما شعرَ به "رجل الصفيح" عندما حصلَ أخيراً على قلبهِ |