Ve ben buna maruz kaldım, pek de iyi bir his değildi. | TED | ولقد كنت في الطرف المتلقي لهذا وليس شعورًا جيدًا. |
Beynin, Bruno’nun kafasında yeni bir his yaratmasının nedeni budur. | TED | ولهذا السبب يولد الدماغ شعورًا جديدًا في رأس برونو. |
Bir film seyretmek veya eleştiri yazısı yazmak kendimiiyi hissettiriyor. | Open Subtitles | عندما أشاهد فيلم أو أكتبُ مراجعة هذا يمنحُني شعورًا جيدًا. |
Başka ne insanın üzerinden yük kalkmış gibi hissettiriyor biliyor musun? | Open Subtitles | أوتعرفين ماسيكونُ شعورًا وكأنّ همًّا إنزاح أيضًا؟ |
Kendimi iyi hissettim. Bunu neden yaptığını anlıyorum. | Open Subtitles | كان هذا شعورًا رائعًا، أفهم لمَ تفعلينها دومًا. |
Çünkü hepsini yanarken izlemek iyi hissettirdi. | Open Subtitles | لأنّ مُشاهدتهم يحترقون منحتني شعورًا جيّدًا. |
Ondan kurtulmak iyi hissettirdiği için kocamı öldürdüm. | Open Subtitles | قتلتُ زوجي لأنّ التخلّص منه منحني شعورًا جيّدًا. |
Her yanım karıncalanıyor ama hoş bir his. Hoşuma gidiyor. | Open Subtitles | لستُ أشعر بالرعشة تنتاب جسدي، لكنّي أشعر شعورًا جميلًا. |
- Bilmiyorum, sadece içinde onun başına kötü bir şey geldiği yönünde bir his olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | لا أعلم، قالت أنّ شعورًا غريبًا يراودها بأنّه في مشكلة. |
Ama birlikteydik ve bu his yeter gibi düşündüm. | Open Subtitles | لكن كان لدينا بعضنا البعض و قد كان شعورًا كافيًا |
Sakıncası yok. Beni iyi hissettiriyor. | Open Subtitles | لا أمانع هذا، الحديث عن هذا يمنّحني شعورًا جيدًا |
Doğru şartlar oluştuğunda itiraf etmek bile iyi hissettiriyor. | Open Subtitles | حتّى أنّ الاعتراف يمنح شعورًا جيّدًا في ظلّ الظّروف المُناسبة. |
Bir şeylerin parçası olmak iyi hissettiriyor aslında. | Open Subtitles | مثلما اعتدنا أن نفعل هذا يعطيك شعورًا جيّدًا، تعرف أن تكون جزءًا من شيء ما |
Öyle sayılmaz. Aşırı yoğun acı, yalnızlık ve korku hissettim. | Open Subtitles | بل كان شعورًا كثيفًا حادًّا بالألم والوحدة والخوف. |
Çünkü çok garip bir şey hissettim. | Open Subtitles | حقًّا؟ لأن شعورًا من أغرب ما يكون ساورني توًّا. |
Çünkü çok garip bir şey hissettim. | Open Subtitles | حقًّا؟ لأن شعورًا من أغرب ما يكون ساورني توًّا. |
Şaşkınlıklarını ve acılarını hayal etmek iyi hissettirdi. | Open Subtitles | تخيّلُ صدمتهم وألمهم منحني شعورًا جيّدًا. |
Bütün günümü aldı, ama harika hissettirdi. | Open Subtitles | استغرق ذلك اليوم كله, لكن كان هذا شعورًا جيدًا. |
Beni tuttu ve bana kendimi altın gibi hissettirdi. | TED | وأمسكتني وجعلتني أشعر شعورًا رائعًا. |
Onu içimde hissetmek iyi hissettirdiği için kardeşimle sikiştim. | Open Subtitles | أُضاجع أخي لأنّ وجوده بداخلي يمنحني شعورًا جيّدًا. |
İyi hissettirdiği için yaptın. | Open Subtitles | بل فعلتِها لأنّها منحتكِ شعورًا جيّدًا. |
Haberinin olmadığı onca resmini görünce bu sana oldukça büyük bir şey hissi vermiştir... Olayın üstünü kapatma falan? | Open Subtitles | رؤيتك لذاك العمل الذي لم تعلمي بشأنه، لا بدَّ أن يمنحك ذلك شعورًا بخاتمة مرضية؟ |