Çabuk çalıştır ki şu arabayı, defolup gidelim buradan. lütfen! | Open Subtitles | أسدي لي هذا المعروف شغلي السيارة لكي نخرج من هنا رجاءاً |
Çünkü ceza alabilirim. Lütfen arabayı çalıştır. | Open Subtitles | رجاء شغلي السيارة الأن أو علقيها |
Dinle, sadece radyoyu bizim kanalımızı aç, tamam mı? | Open Subtitles | اسمعي , فقط شغلي محطة الراديو على محطتنا , حسناً رجاءً |
Sen suyu aç, ben şimdi geliyorum. Tabi, bir görüşme yapabiliriz. | Open Subtitles | شغلي الماء سآتي بعد لحظة،نعم يمكنني أن أقوم بمقابلة |
Evet, benim işim dalkavukluk yapıp bunu yaparken, gülümsemek üzerine kuruludur. | Open Subtitles | حَسناً، شغلي يَشْملُ تقبيل الحمارِ أساساً وإبتسامة بينما أنا أعْمَلُ هو. |
Bu benim işim, dışardan bakmak. | Open Subtitles | انه شغلي, البحث بعيدا عن المظهر الخارجي. |
Ve ben de kendi işimi yaptığım için suçluluk duygusuna kapılmayacağım. | Open Subtitles | وأنا لن أَشعر بالذنب لكوني أقوم بعمل شغلي نعم لن تشعري |
Arabayı çalıştır mahkûm. | Open Subtitles | . شغلي السيارة , أيتها السجينة |
Gideon, motorları çalıştır ve son sığınmacı gemiye bindikten sonra gemiyi uçur. | Open Subtitles | (غيديون)، شغلي المحركات وحلقي بنا في الهواء لحظة دخول آخر لاجىء السفينة |
Arabayı çalıştır. Bana güven ki ben de sana güveneyim. | Open Subtitles | شغلي السيارة ثقي بي، وسأثق بك |
Bir şeyleri kaldırmayı bırakmasını istiyorsan bunların hepsini bakkal poşetine koyup TV'de bir futbol maçı aç. | Open Subtitles | إذا أردتِ أن لا يحمل شيئا آخر ضعي كل هذا في أكياس البقالة و شغلي التلفاز لمبارة بيزبول |
Mesajı dinlet anne. Marta, eğer ordaysan telefonu aç. | Open Subtitles | شغلي الرساله ماما مارثا اذا كنت هنا ارفعي السماعة |
WheeIs on the Bus şarkısını aç Sonrada gözümün önünden kaybol. | Open Subtitles | شغلي أغنية عجلات الباص واغربي عن وجهي |
Bildiğin gibi, işim imaj satmaktır, ve işimin bir parçası bu imajla beraber yaşamaktır. | Open Subtitles | وكما تعرف، ان عملي هو عبارة عن بيع صورة ما، وجزء من شغلي أن أعيش تلك الصورة. |
Benim işim kılıcı geri almak, kimseye sıkıntı vermeden. | Open Subtitles | شغلي كَانَ أَنْ استعيدَ السيف، بدون إحْراج أي احد. |
Ajan Dixon, benim işim şu anda göreve uygun olup olmadığınıza karar vermek. | Open Subtitles | الوكيل ديكسن، هو شغلي للتقرير سواء في هذا الوقت أنت تلائم للواجب. |
İşimi iyi yaptığımı ispatlamak için ilk sayfa fotolarına ihtiyacım yok. | Open Subtitles | أنا لست بحاجة إلى باقة صور الصفحة الأولى لإثبات أعمل شغلي. |
İşimi geri alabilirim, biliyorsun, dükkandaki yarım gün iş. | Open Subtitles | آي .. . أنا يُمْكِنُ أَنْ أَستعيدَ شغلي , في الدكانِ |
Prosedür böyle. Bunu yapmanı istemezsem işimi yapmamış olurum. | Open Subtitles | ومن الإجرائي، وأنا لن تفعل شغلي إذا أنا لم أطلب منك أن تفعل ذلك. |
- Tamamdır, müziği açın bakalım. | Open Subtitles | استمتعوا بوقتكم حسنا شغلي الموسيقى |
Bilgisayar... Klonlama makinesini başlat. | Open Subtitles | أيها الكمبيوتر، شغلي الآلة المستنسخة |
Bakın benim o toplantıya gitmem lazım, yoksa ben işimden sizde hayat düzeninizden olacaksınız. | Open Subtitles | اسمعوا أنا لازم ارزح الاجتماع و لا راح افقد شغلي ونفقد اسلوب حياتنا |
Balkabağı oyma mix'imi çal bakalım. | Open Subtitles | شغلي الدمج الموسيقي المتعلق بتشكيل اليقطين |
Jane, sana söz veriyorum, buradan kurtulursak, işimin bir daha aşkıma engel olmasına izin vermem. | Open Subtitles | أنا أوعدك يا جين لو ربنا أحيانا مش هخلي شغلي يطغي علي حياتنا |
Benim görevim, kimseye zarar gelmeden o kılıcı geri almaktı. | Open Subtitles | شغلي كَانَ أَنْ استعيدَ السيف، بدون إحْراج أي احد. |