Fotoğraf çerçevesi, gümüş bir şamdan, eski bir dantel altlık. | Open Subtitles | إطار صُورة، شمعدان من الفضّة، ومنديل مائدة قديم. |
Karısını kurtarmaya, klandaki homurdanan hanzolar yerine don giymiş bir şamdan getiren tek iskoçla da ben evlendim galiba. | Open Subtitles | يبدو أني تزوجت من الرجل الأسكتلندى الوحيد في اسكتلندا الذي يحضر شمعدان لأنقاذ زوجته بدلاَ من احضار العشيرة الهمجية البلهاء |
Çekiç, tarak, kutu. Kitap, fırça, şamdan. | Open Subtitles | كتاب، فرشاة،، شمعدان |
Onu geri kazanmama engel olmaya çalışacaksan... yanına büyük bir mum al. | Open Subtitles | واذا كنت سوف تقف بطريقي لاستعادتها من الافضل لك ان تحضر شمعدان كبير جدا |
Beni mum aramak zorunda bırakma Carl. | Open Subtitles | لا تجعلني انظر الى شمعدان اخر كارل |
Bir avize parçası. Kristal hem de. | Open Subtitles | إنها قطعة من شمعدان إنها من الكريستال |
Bir şamdan mı? Ne için bu? | Open Subtitles | شمعدان ، لم هذا ؟ |
Tanrım. Ne şehvetli bir şamdan. | Open Subtitles | ياله من شمعدان حساس. |
şamdan kullanmam gerekti. | Open Subtitles | اضطررت لإستخدام شمعدان عليها. |
Buzdan bir şamdan formu! | Open Subtitles | -تكوين شمعدان الثلج |
- Al bakalım. - Bu bir şamdan. | Open Subtitles | هذا شمعدان |
Bende mum var mı diye soruyor. Yok. | Open Subtitles | تريد ان تعرف اذا كان لدي شمعدان |
Elime bir mum aldım ve uç tarafını ensesine sapladım. | Open Subtitles | إلتقطت شمعدان وطعنتها به |
Parça 666, eksik bir avize. | Open Subtitles | القطعة 666، شمعدان في أجزاء |