İsterseniz ifadenizi verirken oturabilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنك الجلوس اثناء شهادتك لو رغبت فى هذا |
İfaden her zamanki gibi galibiyet ya da yenilgiyi belirleyecek. | Open Subtitles | سيضعونك على المحك شهادتك ستنقذنا أو تطيح بنا |
"Bu suçlamalarla ilişkin olarak bu davada ifadeni değiştirmek için herhangi bir anlaşma ya da bu tip bir şey yaptın mı? | Open Subtitles | " إذا كان لك أية علاقة بخصوص.. " فيما يتعلق بأمور الُتهم الموجهه لك.. " و بمقابل شهادتك في هذه القضية .. |
Onun aleyhinde ifade vereceğiniz sürece, kocanız da siz de güvende olursunuz. | Open Subtitles | أنت وزوجك آمن، كطويل كما نحن يمكن أن نعتمد على شهادتك. |
Bayan Black, saat 18:10'la 21:40 arası davalıyla cinsel birleşmede bulunduğunuz, sizin ifadeniz mi? | Open Subtitles | هل شهادتك بأنه بين السادسة وعشر دقائق إلى التاسعة وأربعون دقيقة كنتِ تقومين بأعمال جنسية مع المتهم؟ |
Sonra, onun pantolonu yıkarken gördüm diye tanıklık yaptınız- - Hangisi doğru? | Open Subtitles | و بعدها قلت في شهادتك أنك رأيته يغسل السروال أي الأمرين صحيح؟ |
diplomanı almak sadece 3 kredi eksiğinin olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | يصدف أني أعرف أنكِ ما زال لديكِ القليل من الدراسه لتحصلي على شهادتك |
Seni kurtarmak için ifadene ve final konuşmama güveniyorum. | Open Subtitles | ولكنى سأعتمد على شهادتك وعلى خطبتى الأخيرة فى انقاذك |
Bay Sharp'tan başka ifadenizi doğrulayacak birisi? | Open Subtitles | أي أحد إضافة للسيد شارب الذي يمكن أن يدعم شهادتك |
Birşey değil. Eğer sakıncası yoksa, ki çok zaman almayacaktır, ifadenizi gözden geçirmek istiyorum. | Open Subtitles | لو لم تمانع، لن أخذ الكثير من وقتك أريد أن أراجع معك شهادتك |
Dün geceki olayların en yakın ve tarafsız gözlemcisisin, bunu senin ifaden belirleyebilir. | Open Subtitles | ربما يكون هذا هو بناء شهادتك و كما تبدو انك اكثر المراقبين هنا نزاهه |
Senin ifaden olsa da olmasa da hapse girecek. | Open Subtitles | حسنا، هو سيذهب إلى السجن عن طريق شهادتك أو بدونها. |
Gerçekçi olmadığı sürece senin ifadeni kullanamayız. | Open Subtitles | لا يُمكننا أستخدام شهادتك مالم تكون صادقة. |
Çok sey farkeder. Kimse senin ifadeni alamadi. | Open Subtitles | يضايقني تماماً لم يحصل أحد على شهادتك من قبل |
Size zulmedenlere, kurbanlarınıza, atfettiğiniz davranışlar ve böylece ifadenizin tüm yönleri, bir anlam ifade etmiyor. | Open Subtitles | السلوك الذى وصفت به جلاديك أو كى أكون أكثر دقة ضحاياك لكذلك شهادتك بكامل تفاصيلها |
Bunun için ifadeniz ve evde bulduğumuz deliller yeterli olacak. | Open Subtitles | بسبب شهادتك والأشياء التي وجدناها في المنزل |
Sonra, onun pantolonu yıkarken gördüm diye tanıklık yaptınız- - Hangisi doğru? | Open Subtitles | و بعدها قلت في شهادتك أنك رأيته يغسل السروال أي الأمرين صحيح؟ |
Sen diplomanı alırsan ben de benimkini alırım. | Open Subtitles | ماذا؟ احصلي على شهادتك وسأحصل على شهادتي |
Bunu kendim de yapabilirdim ama onlar senin kitapların. Davayı açabilmek için senin ifadene ihtiyaçları var. | Open Subtitles | أستطيع أن افعل ذلك بنفسى,ولكنهم سيحتاجون الى شهادتك لعمل قضية. |
Bayan Nelson, ifadenizde cinayet akşamı Coney Island Kafe'nin... | Open Subtitles | انسة نلسن، شهادتك تنص علي انه في مساء الجريمة |
Mühendis olmuşsun işte. Duvarda diploman var ya. Gayet de hayırlı bir evlat olmuşsun. | Open Subtitles | لقد أصبحت مهندساً و شهادتك معلَّقة هناك ، أنت إبن صالح |
şahitlik yapmaktan kaçarsan, seni kendi ellerimle Canelli'lere teslim ederim. | Open Subtitles | إذا حاولت التنصل من شهادتك أمام المحكمة سأسلمك بنفسي لعائلة كانللي |
Tamam, ordunun size yaptığı yanlıştı, ama belki tanıklığın işe yarayabilir. | Open Subtitles | الذي الجيش إليك كان خاطئ. لكن لربّما شهادتك يمكن أن تساعد. |
Cenaze Bilimleri ön lisans Diplomanızı devlet üniversitesinde aldınız demek. | Open Subtitles | هل نلت شهادتك بعلم التحنيط من جامعة الولاية؟ |
Savunma senin ifadenin bize faydadan çok zarar getireceğini düşünüyor. | Open Subtitles | المدعي عليه سيفترض ان شهادتك ستؤذني اكثر من ان تنفعني |
Pekâlâ, ifadenize göre, ...kayıttaki, çocuklarla takılırken söyledikleriniz aynıydı değil mi? | Open Subtitles | حسناً, بناءً على شهادتك فقد كانت كلماتك على ذلك التسجيل بمثابة تسكعك فقط مع الأطفال الممتعين؟ |