Her zaman biri sormadan oyuncaklarını almaya çalıştığında bir şeyler söyleyen biriydi. | Open Subtitles | الذي لطالما قال شيءً عندما حاول أحدهم أن يأخذ لعبتك دون الإستئذان. |
Sonra annem babamla ilgili bir şeyler söyledi ve sanki beynim açıldı. | Open Subtitles | ثم قالت أمي شيءً عن أبي وكان كأنه مفتاح قد أغلق بعقلي |
Pişman olacağım Bir şey yapmadan önce şu soytarıyı götürün buradan. | Open Subtitles | اخرجوا هذا المهرج من هنا قبل أن أفعل شيءً اندم عليه |
Fakat bana bir şeyler vermelisin. Sende hiçbir şey vermiyorsun! | Open Subtitles | لكن أحتاج شيءً منك أنك لا تَعطيني أى شيءَ، لا شيء |
- Hadi, ellerim pembeye dönüyor. - birşey söyleyebilirmiyim? | Open Subtitles | ــ يدي تحولت إلي اللون الوردي ــ أيمكنني ان أقول شيءً يا رفاق ؟ |
Annemin bana böyle bir şeyi anlatmasının ardından bir şeylerin gerçekten yanlış gittiğini biliyordum. | TED | وعندما أخبرتني بذلك، علمت حينها أن هناك شيءً سيءً جدًا. |
Hepiniz neye bakıyorsunuz? Hadi birşeyler yapın! | Open Subtitles | أنتم تقفون هنا تشاهدون إفعلوا شيءً |
Dediğin gibi, büyük şirketlerin avukatlarından bir şeyler saklamaları çok normal. | Open Subtitles | كما قلت ليس بالعادة لأن تخفي الشركات الكبيرة شيءً عن محاميها |
Çünkü bir şeyler başlattın Oh, görmüyor musun, ilk karşılaşmamızdan beri beni elinde tutuyorsun. | Open Subtitles | لأنك قد بدأت شيءً, ألا ترى ذلك ومنذ أن تقابلنا وأنت مُتمسك بي |
bir şeyler yapmayı planladığın an geldi, değil mi ? Hmm, ne gibi ? | Open Subtitles | الآن الوقت المناسب لتفعل شيءً ما,اليس كذلك؟ |
Benden çıkan Bir şey olmayacak fakat en azından bir şeyler yaptığımdan dolayı mutlu olacağım. | Open Subtitles | .. لنيكلّفنيهذا شيء . لكني على الأقل سأكون أسعد لو فعلت شيءً لكما. |
Hayır ama bana biraz rahatsız edici Bir şey söyledi. | Open Subtitles | لا ، لقد ذكرت شيءً مُزعجاً بعض الشيء ، الآن. |
Saçma sapan Bir şey demediğin bir tatil geçiremeyecek miyiz biz? | Open Subtitles | هل يمكن أن تمضي علينا أجازة دون أن تقول شيءً سخيفاً؟ |
Birisi siparişi sana uzattığında Bir şey ekleyip akışı devam ettiriyorsunuz. | TED | عندما يمرر شخص واحد الطلبية إليك، تضع شيءً ما وتمرره نحو الأسفل. |
Benimle ilgili hiçbir şey bilmiyorsun, değil mi? Olabilir. | Open Subtitles | ــ أنتِ لا تعرفين شيءً عني ــ من المحتمل أنني لا أعرف |
Koo Koo Roo'ya gidiyoruz, yani bizim dilimizde "hiçbir şey" demektir. | Open Subtitles | سنذهب الى كوكورو وهذه الكلمة لا تعني شيءً في لغتنا |
Bunun doğru olmadığına dair birşey hissediyorum. | Open Subtitles | شيءً ما يشعرني بأنني لست محقاً في الكثير |
Daha çok sigara içmekten başka birşey yapmıyor ve etrafa şarlıyorsun. | Open Subtitles | أنت لا تفعلين شيءً سوى التدخين و سكب المياه |
Fakat kılıcın çıkartamadığı bir şeyi, bir iğnenin çıkartabilmesi mümkün değil mi? | Open Subtitles | لكن ليس محتمل أن تحقق الإبرة شيءً لا يستطيع السيف إنجازه؟ |
Güzel, o seksi bacaklarını gösteren birşeyler giy. | Open Subtitles | عظيم ، البسي شيءً يظهر سيقانكِ المثيرة |
Dünyadaki en güzel şeye bakmak varken neden Bir şey izlemeliyim ki: | Open Subtitles | يا الهي لم علي أن اشاهد شيءً عندما يكون لدي اجمل شيء في الدنيا أنتِ |
Şu an bir şeyle ilgileniyorum. Bekleyebilir mi? | Open Subtitles | أنا في منتصفِ شيءً ما هُنا أبأمكانكِ الأنتظار ؟ |
Ama çocuklarımızı esindirebilecek Bir şey var -- | TED | لكن هناك شيءً ما يحدث لِيُلهِمَ أولادنا حالياً, |