"شيءٍ ما" - Translation from Arabic to Turkish

    • bir şeyler
        
    • şeyin
        
    • şeye
        
    • bir şey
        
    • şeyden
        
    • şey var
        
    • Bir şeyi
        
    • birşeyler
        
    • bir şeylerin
        
    Ancak bu kadar etkileyici bir burun yapısı, burnun topladığı yığınlarca bilgiyi işlemeye yarayan bir şeyler olmadan işe yaramazdı. TED ولكن كل مافي بنية الأنف الرائعة هو ليس بالفائدة الكبيرة بدون شيءٍ ما لمعالجة المعلومات التي تصل من فتحات الأنف
    Yani eğer bir şeyler çalınmışsa, yakın zamanda haberimiz olacak. Open Subtitles حسناً ، إذا تمت سرقة شيءٍ ما ، سنعرفُ قريباً.
    Bir şeyin tadının acı olduğunu sıklıkla söylesek de bu aslında tatlı, tuzlu veya ekşi gibi bir tat değildir. TED رغم أننا كثيراً ما نقول عن شيءٍ ما أن طعمه حار، إلا أنه فعلياً ليس بطعم، كالطعم الحلو أو المالح أو الحامض.
    Evet, seni memnun edecek bir şeye odaklanmalısın. Hiçbir şey yapmadan duramazsın. Open Subtitles صحيح , يجب أن تركز على شيءٍ ما لا تبقى بدون عمل
    Tümörü görebilmek için bu dağılma konusunda bir şey yapmamız lazım. TED لذا علينا عمل شيءٍ ما حيال تبعثر الضوء حتى نستطيع رؤية الورم.
    Eğretileme yani metafor, hakkında konuştuğumuz şeyden farklı bir şey tanımlayarak yapılan bir ifadedir. TED يقوم أسلوب الاستعارة على التحدث عن شيءٍ ما عبر وصف شيءٍ آخر.
    Yüzüme bakıp bir şeyler söylemeye çalıştı... ama mızrakların biri göğsünü delip geçmişti. Open Subtitles نظرت إلي و حاولت قول شيءٍ ما لكن الرمح كان قد إخترق صدرها
    TV seyretme hakkın iptal oldu. Okumak için bir şeyler al. Open Subtitles إمتيازُ مشاهدتك للتلفاز قد تم تعليقه ابحث عن شيءٍ ما لتقرأه
    Atletizm takımı ile ilgili bir şeyler söylediğini duydum telefonda. Open Subtitles سمعتها على التلفون تقول انها ستذهب لفريق الركض أو شيءٍ ما.
    Lanet bıçağımla bir şeyler yapacağım. Open Subtitles أمسكتُ بسكّيني اللعينة، سوف أقوم بفعل شيءٍ ما.
    bir şeyler aradığımı da söyleyebiliriz. Open Subtitles إذا كنت تودّ, لربّما يمكنك القول أنني كنت أبحث عن شيءٍ ما
    Sanki bana bir şeyler anlatmaya ya da uyarmaya çalışıyor. Open Subtitles كان ذلك مثل أنه كان يحاول أن يخبرني شيئاً ما أو يحذرني بشأن شيءٍ ما
    Sonunda bir şeyin üstüne gittim. Open Subtitles أخيراً اقتربتُ منَ التوصُّل إلى شيءٍ ما هُنا
    - Biliyorum ama bütün bu evliliğe acele ettirmemin sebebinin başka bir şeyin arayışında olduğumdan ötürü olduğunu fark ettim. Open Subtitles ولكنّني أدركت سبب تسرّعي في هذا الزواج.. وهو أنّني أبحث عن شيءٍ ما
    Bir şeyin etkisi altındalardı. Ama patojenin değil. Open Subtitles لقدْ كانوا تحت تأثير شيءٍ ما و لكن ليس العامل المرضي
    Zor bir durumu büyülü bir şekilde avantaja dönüştürüyorlar ve değeri az olan Bir şeyi yüksek değerli bir şeye çeviriyorlar. TED يمكنهم أن يحولوا بطريقة سحرية المحنة إلى فرصة، وتحويل شيءٍ ما من أقل قيمة إلى شيءٍ ذا قيمة أعلى.
    Az önce Ernie Dell geldi. Bir şeye kızmış. Senin ofisine yolladım. Open Subtitles لوري, إيرني ديل وصل للتو إنه مستاء بخصوص شيءٍ ما
    -Başlamadan önce, toplumumuzu etkileyen bir şeyden bahsetmek istiyorum. Open Subtitles قبل أن أبدأ، أريد أن أحدثكم عن شيءٍ ما يؤثر علي مجتمعنا.
    Ya da eşinizi kızdıracak sıra dışı bir şey var mıydı? Open Subtitles أو هل كان هناك شيءٍ ما غير إعتيادي دفعها للغضب الليلة ؟
    Burada birşeyler olmalı. Open Subtitles حسناً لا بد من وجود شيءٍ ما هنا
    - Aferin, aferin. bir şeylerin parçası olma fikri hoşuma gidiyordu. Aslında dünyayı daha güvenli bir yer haline getirme fikri. Open Subtitles أعجبتني فكرةُ أن أكون جزءاً من شيءٍ ما حاولتُ في الواقع أن أجعل العالم أكثر أماناً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more