Birçok şeyi oluştururlar ve bazı maddeleri bomba yapımında kullanırlar. | Open Subtitles | وهي تصنع كل شيء تقريبا من صناعة الجبنة لقنابل النابالم. |
Sabahları o kadar aç oluyorum ki hemen her şeyi yiyebilirim. | Open Subtitles | أنا دائما جائع جدا في الصباح. أنا أكل كل شيء تقريبا |
Çünkü böyle bir kadını kaybetmemek için hemen hemen her şeyi yaparsın. | Open Subtitles | لان المرأة تحب ذلك لقد فعلت كل شيء تقريبا للحفاظ عليها |
hemen hemen her şey için şişirilebilir sistemler kullanabiliriz. | TED | ويمكننا أن نستخدام الأنظمة المنفوخة في كل شيء تقريبا. |
Bu hayattan daha büyük bir adamın vedasıdır, öyle bir adam ki, onun için her şey, yani, neredeyse her şey, imkan dahilindedir, ümidi canlı tutan bir adamın vedasıdır. | TED | هذا وداع رجل كان اكبر من الحياة وداع رجل كان كل شيء تقريبا كل شيء بالنسبة له جائز وداع رجل ابقى الأمل حيا |
Tabiata baktığımızda, kaynak sarfının çok az olduğunu ve hemen hemen herşeyin tekrar kullanıldığını görürüz. | TED | فالطبيعة الأم تهدر القليل فقط وتعيد استخدام كل شيء تقريبا |
Ayrıca çamaşır suyu, her şeyi öldürür. | Open Subtitles | بالاضافة الى ان الكلور يقتل كل شيء تقريبا |
Aslında her şeyi tahmin eden biri için çok fazla doğru cevap. | Open Subtitles | في الواقع ، هناك الكثير من الإجابات الصحيحة عندما تخمن كل شيء تقريبا. |
Neredeyse kutudaki her şeyi fotoğrafladık tamam mı? | Open Subtitles | لقد صورنا كل شيء تقريبا من الذي كان في الصندوق ، حسنا ؟ |
Ve eğer yeterince direnebilirsek her şeyi yapabiliriz. | Open Subtitles | وان ضغطنا بما يكفي فأننا قادرون على اي شيء تقريبا |
İşitme güçlüğü çekiyorum ama bana bakarak konuşulunca hemen hemen her şeyi anlıyorum, o yüzden sorun değil. | Open Subtitles | أنا ثقيلة السمع لكن إن كنتي قبالتي أنا سأفهم كل شيء تقريبا إذا أنت جيدة |
Bu garip ama neredeyse her şeyi duyabiliyorum. | Open Subtitles | حسنا الامر غريب ولكن انا استطيع سماع كل شيء تقريبا |
Bu günlerde her şeyi sokaktan temin edebilirsin. | Open Subtitles | في هذه الايام يمكنك شراء أي شيء تقريبا من الشوارع |
Her türlü şeyi kaldırabileceğine dair bahse girerim. | Open Subtitles | أنا اراهن بانه يمكنك التعامل مع كل شيء تقريبا. |
Bu şeyin peşindeyken elimizde ki her şeyi kaybettik, peki bunu ne için yaptık? | Open Subtitles | لقد فقدنا كل شيء تقريبا وراء هذه القصة وعن ماذا؟ |
Çünkü bence matematik o kadar güçlü ki, bize neredeyse her şey için yeni bir bakış açısı verme potansiyeli var. | TED | لأنني أعتقد بأن الرياضيات قوية لدرجة تمنحها القدرة على توفير طريقة جديدة للنظر إلى أي شيء تقريبا. |
Burası bir pazar yeri, bu da Kenya’da, Toi Pazarı, bir sürü tacir, neredeyse almak istediğiniz her şey burada. | TED | هذا سوق ، أيضا في كينيا، سوق توي، الكثير من التجار ، يوجد كل شيء تقريبا تريد شراؤه. |
Biliyorsunuz, hemen hemen herşeyi harekete geçirebiliriz. | TED | تعلمون أننا نستطيع محاكاة أي شيء تقريبا. |