- Olayı bu kadar dramatize etme. Her şey yolunda. | Open Subtitles | لاتكوني مسرحية كل شيء جيد كيف يكون هذا جيدا ؟ |
Hayatta değilse değişir tabii. O durumda her şey yolunda. | Open Subtitles | على الأقل ليست على قيد الحياة إذا كل شيء جيد |
Sence endüstriyel kimyasal vücuduna almak için iyi şeyler mi? | Open Subtitles | هل الكيماويات المصنعة تبدو شيء جيد تضعينه في جسدك ؟ |
Bu da iyi birşey, çünkü gerçekten bir çıkış stratejim yok. | Open Subtitles | إنه شيء جيد أيضاً .. بسبب عدم وجود استراتيجية الخروج لدي |
Pankreasınız bunu düşürmek için insulin salıyor, ki bu iyi bir şey. Ancak insulin kalorilerin yağa dönüşmesini artırıyor. | TED | سوف يصنع بنكرياسك الإنسلين لخفض مستوى سكر دمك وذلك شيء جيد. ولكن الإنسلين سوف يسرع تحويل الكالوريات إلى شحوم. |
Pekala, en azından gençlik hastalığı yok, bu muhtemelen iyidir. | TED | إن لم يكن مصاب بسل الكلاب فذلك شيء جيد. |
Son bir kontrolüm var, eğer her şey yolunda giderse, evde doğuracağım. | Open Subtitles | أجريت التفقد النهائي وكل شيء جيد سأنجب الطفل في المنزل |
Her şey yolunda mı gece kuşu? Bilmem gereken bir şey var mı? | Open Subtitles | هل كل شيء جيد , هل هناك شيء يجب أن أعرفه ؟ |
Her şey yolunda ama dönmek için aracımız yok. | Open Subtitles | كل شيء جيد. ولكن ليس لدينا اي شيء للرحيل من هنا |
Geçen hafta bir anlık sana üzülmüş olabilirim ama hala senin iyi şeyler yapamayan karanlık prens olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | ربما شعرت بالسوء ناحيتك الأسبوع الفائت، ولكني لازلت أعتقد أنك أمير أسود غير قادر على فعل أي شيء جيد |
Biliyorum bu onun son isteği ve açık sözlü ve dürüst olmalıyım ama sorun şu ki, onun hakkında söyleyecek iyi şeyler bulamıyorum. | Open Subtitles | أعلم بان هذا كان طلبه النهائي أنني اكون صريح وصادق لكن المشكلة لا أستطيع العثور على أي شيء جيد |
Hemen de hayatımda iyi birşey yaptım. Bebeğim, burda olduğuna sevindim. | Open Subtitles | قمت لتوي بعمل شيء جيد في حياتي. عزيزتي، سعيد أنكِ هنا. |
Bir kişinin başına iyi birşey geldiğinde, diğer herkesin hayatı daha kötü oluyor. | Open Subtitles | حين يحدث شيء جيد لشخص واحد حياة كل فرد آخر تصبح أسوء قليلا |
Bu iyi bir şey Vinnie. Ne kadar sürerse sürsün. | Open Subtitles | انه شيء جيد ، فيني مهما كانت المدة التى رحلت |
Ne zaman başıma iyi bir şey gelse köşede bir kötülük beni beklerdi | Open Subtitles | كل مرة يحدث لي فيها شيء جيد فان شيئاً سيء دائما ينتظرني بالجوار |
Yakınlarında bir yangın söndürücü bulunması iyidir. | Open Subtitles | هو شيء جيد جدا أن يكون عنده حول، إحدى هذه المطافئ. |
İyi ki elinin ve ön kolunun alçı kalıbını çıkarmışım. | Open Subtitles | حسنا,شيء جيد انني صنعت جص من التراب من يديكِ وذراعيكِ. |
Her şey iyi görünüyor. Herkes gülüp şirin çileği yiyor. | Open Subtitles | حتى الآن كل شيء جيد الكثير من الإبتسامات, وتوت السنافر |
Bu kutunun içinden güzel bir şeyler çıksa iyi olur. | Open Subtitles | حسنا، من الأفضل أن يكون شيء جيد في هذا الصندوق |
Mikroorganizmalar var. Bunlar güzel şeyler, fakat buğdayın en lezzetli kısımları değil. | TED | انها ليست جرثومة ! .. انها شيء جيد ولكن مذاقها ليس كذلك |
Belki de değildir ama yapmak için doğduğun şeyi yapmak iyi bir şeydir. | Open Subtitles | أجل, لربما لا, لكن إذا كنت تفعلين ما وُلِدت لأجله, فهذا شيء جيد |
Ev, tatil, dişçi ve okul masraflarını ödediğinde her şey güzel ama aksi olduğunda? | Open Subtitles | الجميلة، نعم، انها كل شيء جيد عندما يدفع للمنزل واجازات والمدرسة و وتقويم الأسنان، |
Bana yaptıklarından sonra iyi bir şeyler olabileceği kimin aklına gelirdi ki? | Open Subtitles | من سيعتقد أبدا أن أي شيء جيد سيأتي بسبب ما فعلته بي؟ |
Ve küçükken bana oldukça ilginç bir şey öğretmişlerdi, her zaman kötü bir şeyi iyi bir şeye çevirmek zorundayız. | TED | لقد تعلمت في صغري بعض الأشياء الغريبة ، مثل: عليك القيام بصنع شيء جيد من آخر سيء . |