Altuzay iletişimi tamir edilemez, ama Bir sorun olduğunu yine de anlarlar. | Open Subtitles | إتصالات الفضاء العميق تحت الإصلاح لازال , إنهم يعلمون ان هناك شيء خاطيء |
Bu bebekle ilgili Bir sorun var, hissedebiliyorum. | Open Subtitles | هناك شيء خاطيء مع هذا الطفل استطيع شعور ذلك |
yanlış bir şey yapmadığınızı biliyorum. Oturun. | Open Subtitles | أنا أعلم انك لم تفعل أي شيء خاطيء فقط أجلس |
Neden Claire Meade ceza çeksin? Kocasının ona verdiği parfümü kullanmanın dışında yanlış bir şey yapmadı. | Open Subtitles | هي لم تفعل أي شيء خاطيء عدا استخدام بعض العطر الذي أعطاه لها زوجها |
Arabadan indiğim an Bir terslik olduğunu hissettim çaylak. | Open Subtitles | عرفت أن شيء خاطيء عندما خرجت من السيارة ايها الأختباري |
Umalım da hiçbir şey ters gitmesin. | Open Subtitles | الآن نأمل فقط ألا يحدث شيء خاطيء |
Eğer Clay'de Bir sorun varsa, bunu Clay ile konuşmalısın. | Open Subtitles | ولو كان هناك شيء خاطيء بكلاي يجدر بكِ التحدث مع كلاي |
Öyle bir şey yaptığımıza göre bizde Bir sorun olmalı. | Open Subtitles | لقد حدث شيء خاطيء أدي الي حدوث ما حدث |
Dört Numara ilgili Bir sorun mu var? | Open Subtitles | هل هنالك شيء خاطيء مع الرقم أربعة ؟ |
Bir sorun olduğu aşikar. | Open Subtitles | هناك شيء خاطيء بالتأكيد |
Sanırım Bir sorun var. | Open Subtitles | أعتقد أن ثمّة شيء خاطيء. |
Bir sorun var. Onu kalbinden vur. | Open Subtitles | - هناك شيء خاطيء اضربها في قلبها |
Çünkü bir daha asla yanlış bir şey mi yaptım diye düşünmeyeceğim-- | Open Subtitles | لأني لن أتساءل مرة أخرى... إن كنت قد فعلت شيء خاطيء و... |
Bence bu şirket yanlış bir şey yapmadı. | Open Subtitles | وأنا لا أعتقد أن الشركة قامت بأي شيء خاطيء |
yanlış bir şey yapmadın ve röportaj çok iyi gitti. | Open Subtitles | لم تفعـل شيء خاطيء ، لقد مرت المقابلة بشكل جيد جدا |
yanlış bir şey yapmadım. | Open Subtitles | أبي لايمكنك أخذه لم أقم حتى بفعل شيء خاطيء |
Sanki kız yanlış bir şey yapıyormuş gibi onun davranışlarını düzeltmeye başladık. | Open Subtitles | بدئنا في تصحيح سلوكها كأنها تفعل شيء خاطيء |
Ve hep bende Bir terslik olduğunu düşünmüşümdür çünkü bu adam gayet normal yaşıyor ve ben çekmem, diyor. | Open Subtitles | ودائماً ما اعتقدت ان هناك شيء خاطيء بي لأن كان هناك شخص طبيعي جداً قال للتو "لا افعل ذلك" |
Kafanı koparıp, kıçına sokmama sadece birkaç gün kaldı ve sen hala Bir terslik var mı diye soruyorsun? | Open Subtitles | قبل أن أقطع رأسك و أضعها بمؤخرتك ، و أنت تسألني إن كان هُناك شيء خاطيء ؟ |
Kafanı koparıp, kıçına sokmama sadece birkaç gün kaldı ve sen hala Bir terslik var mı diye soruyorsun? | Open Subtitles | ... لديك أيام قليلة مُتبقية قبل أن أقطع رأسك و أضعها بمؤخرتك ، و أنت تسألني إن كان هُناك شيء خاطيء ؟ |
Her şey ters. Yapamıyorum. Yapamıyorum Ollie. | Open Subtitles | كل شيء خاطيء (لا أستطيع فعلها ، لا أستطيع يا (أولي |
İçeride çok fazla kaldılar. Bir şeyler ters gitti. | Open Subtitles | لا ، لقد كانوا بالداخل لفترة طويلة للغاية شيء خاطيء حدث |
- Bunda yanlış bir durum yok. | Open Subtitles | ولا يوجد شيء خاطيء بخصوص هذا |