Jennifer'ı bulmaya çalışırken bunu yapmak çok zor olacak ama sorun değil. | Open Subtitles | وهذا سيصبح مستحيلاَ بينما أنا أحاول العثور على جنيفر، ولكن هذا شيء طيب. |
Tamam, daha oraya gelmedik. sorun değil. | Open Subtitles | حسنا ، نحن لسنا هناك حتى الان هذا شيء طيب |
Eski hayatına geri dönüp dönemeyeceğini anlamaya çalışıyorsan sorun değil. | Open Subtitles | إذا كنت ترغب في معرفة ما اذا كان يمكنك أستعادة حياتك السابقة مرة أخرى هذا شيء طيب |
- Al ya da bırak. Sarhoşken bile iyi bir şey yapmaya çalıştı. | Open Subtitles | أكثر أو أقل. حتى وهي ثملة، كانت تحاول عمل شيء طيب. |
Ama bu izimizi sürebilecekleri bir mekanizmaysa, iyi bir şey değildir. | Open Subtitles | ولكنها لا تفعل أي شيء طيب لو هناك آلية هناك... يمكنه شم لنا بها. |
Şeyle her şey yolunda mı? | Open Subtitles | ما هو الأمر؟ كل شيء طيب with-- |
Jennifer'ı bulmaya çalışırken bunu yapmak çok zor olacak ama sorun değil. | Open Subtitles | وهذا سيصبح مستحيلاَ بينما أنا أحاول العثور على جنيفر، ولكن هذا شيء طيب. |
İstediğini hayal edebilirsin, sorun değil. | Open Subtitles | مهلا، يمكنك تخيل كل ما تريد، وهذا شيء طيب. |
Tamam, sorun değil. | Open Subtitles | نعم ، هذا شيء طيب |
sorun değil. | Open Subtitles | هذا شيء طيب للغاية. |
Ah, sorun değil. | Open Subtitles | اه، هذا شيء طيب. |
Bu da sorun değil. | Open Subtitles | نعم، هذا شيء طيب. |
Bu geçitten iyi bir şey gelmez. | Open Subtitles | لا شيء طيب يأتى من هذة البوابة . |
- Doğru, bu da iyi bir şey. | Open Subtitles | هذا سينجح. شيء طيب. |
Bence bu iyi bir şey. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا شيء طيب |
Bu çöplükte hiç iyi bir şey yok! | Open Subtitles | ما من شيء طيب في هذا المكب! |