Ama yaptığımız araştırmalar sonucunda sıra dışı bir şey bulduk. | Open Subtitles | لكن التحاليل التي توصلنا إليها تشير إلى شيء غير عادي |
Bu sabah sıra dışı bir şey gördünüz ya da duydunuz mu? | Open Subtitles | هل رأيت أو سمعت أي شيء غير عادي هذا الصباح؟ |
Afedersiniz hursızlıktan önce salı günü sıradışı bir şey olmuş muydu? | Open Subtitles | المعذرة ياسيد هل حدث شيء غير عادي يوم الثلاثاء قبل السرقة؟ |
Ameliyatım sırasında olağandışı bir şey oldu mu? | Open Subtitles | هل حدث شيء غير عادي إبان إجراء العملية ؟ |
Ne kadar incesiniz, Bayan Woodhouse, ama çok alışılmadık bir şey oldu. | Open Subtitles | ياله من لطف انسة وود هاوس لكن شيء غير عادي قد حصل |
Seni uyarmaya çalıştım, tatlım. Dinle, o partide olağanüstü bir şey oldu mu? | Open Subtitles | إسمعي هل حدث شيء غير عادي في تلك الحفلة ؟ |
Son günlerde Tuhaf bir şey istedi mi? | Open Subtitles | هل قامت بشراء أي شيء غير عادي مؤخراً؟ |
Newell'in, Subay yeterlilik ve NATOPS kayıtlarına Alışılmadık birşey var mıydı? | Open Subtitles | هل من شيء غير عادي في سجلات مؤهلاته أو ستراته الخاصه؟ |
sıra dışı bir şey duymadınız mı? | Open Subtitles | ـ حتى لم اذهب الى الحمام ـ لم تسمع اي شيء غير عادي ؟ |
Komşulardan hiçbiri sıra dışı bir şey görmemiş patron. | Open Subtitles | لا يوجد أي أحد من الجيران رأى أو سمع أي شيء غير عادي |
sıra dışı bir şey fark ettiniz mi? | Open Subtitles | إذاً هل لاحظتي أي شيء غير عادي يا سيدتي ؟ |
Anlayacağınız, şu anda yakından tanımaya değer sıradışı bir şey oluyor. | TED | هذا شيء غير عادي يحدث هناك. يحتاج للملاحظة. |
- sıradışı bir şey duydunuz mu? Şüpheli görünen bir şey? | Open Subtitles | هل سمعت أي شيء غير عادي , أو رأيت اي شخص مشبوه؟ |
Ayrıca kıyafetindeki etiketlerle ilgili sıradışı bir şey var. | Open Subtitles | وهناك أيضا شيء غير عادي حول العلامات على ملابسها. |
Ameliyatım sırasında olağandışı bir şey oldu mu? | Open Subtitles | هل حدث شيء غير عادي خلال إجراء العملية ؟ |
Ameliyatım sırasında olağandışı bir şey oldu mu? | Open Subtitles | هل حدث شيء غير عادي إبان إجراء العملية ؟ |
olağandışı bir şey yok ama çantasında bunu buldum. | Open Subtitles | لا يُوجد بها شيء غير عادي. لكنّي وجدتُ هذا في حقيبته. |
Arka yüzgeçlerinin birinde alışılmadık bir şey vardı. | Open Subtitles | كان ثمة شيء غير عادي يتعلق بأحد الزعانف الخلفية |
Her ne kadar, toksikolojik açıdan alışılmadık bir şey olmadığını söylesem de kan grubu, çok nadir bir grup. | Open Subtitles | قلت بأنّه لم يكن هنالك شيء غير عادي في السموم على كل حال , نوع الدم نادر |
Hatice oldukça alışılmadık bir şey yapmış, O'na evlenme teklif etmiştir. | Open Subtitles | فعلت شيء غير عادي بالمره لقد طَلبت منه ان يتزوجها |
O odada olağanüstü bir şey oldu. | Open Subtitles | حدث شيء غير عادي في تلك الغرفة |
Yukarıda Tuhaf bir şey yok. Reid gözden kaçan bir şey olmasın diye Julio'nun odasına bakıyor. | Open Subtitles | لا شيء غير عادي في الطابق العلوي |
Cumartesi sabahı Alışılmadık birşey görüp görmediğimi sordu, ve ben görmediğimi söyledim. | Open Subtitles | اراد معرفة اذا كنت قد رأيت شيئا صباح السبت اي شيء غير عادي |