"شيء كَانَ" - Translation from Arabic to Turkish

    • şey
        
    Her şey senin içinmiş, ...yüzüme kimse bakmadı bile. Open Subtitles كُلّ شيء كَانَ لَك. كان هناك لا شيءُ تَوجّهَ إلاني.
    Her şey harikaydı. Neredeyse onun ne olduğunu unutmuştum. Open Subtitles كُلّ شيء كَانَ يَذْهبُ عظيم جداً بأنّني نَسيتُ تقريباً ما هو كَانَ.
    Bir şey oldu mu, yoksa olmak üzere mi, onu bile bilmiyorum. Open Subtitles وأنا لا أَعْرفُ إذا شيءِ فقط حَدثَ أَو شيء كَانَ عَلى وَشَكِ أَنْ يَحْدثَ.
    Sen, kendi korkunun ağırlığı altında kalmıştın ve hiç bir şey seni kurtaramazdı. Open Subtitles أنت حُصِرتَ تحت وزنِ خوفِكَ الخاصِ، ولا شيء كَانَ سيُنقذُك.
    ...uzatmalar oynanacaktı, her şey çok iyi gidiyordu. Open Subtitles لقد أنتقلوا ألى الوقت الأضافى كُلّ شيء كَانَ جيداً. كَانوا عَلى وَشَكِ أَنْ يَرْموا العملة المعدنيةَ لرُؤية ماذا يَبْدأُ.
    Her şey yoluna girecek. Open Subtitles كُلّ شيء كَانَ يمكنُ أَنْ يَكُونَ حسنا...
    - Bir şey olduğu falan yok. Open Subtitles - نظرة، لا شيء كَانَ يَستمرُّ. - لا شيء هَلْ كَانَ الإِسْتِمْرار؟
    Her şey hareket halindeydi. Open Subtitles كُلّ شيء كَانَ يَتحرّكُ على طول.
    Her şey düzenli intizamlı olmalıydı. Open Subtitles كُلّ شيء كَانَ لِزاماً عليهِ أَنْ يَكُونَ spic ومدى.
    Onu becerdiğin sırada, gözlerin kapalı ve her şey hayaller etrafında dönüyorken kiminleymişsin gibi davrandın? Open Subtitles عندما أنت كُنْتَ تَشْدُّها، بعيونِكَ غَلقتْ... وكُلّ شيء كَانَ بؤرةً ناعمةً... مَنْ إدّعيتَ بأنّك كُنْتَ مَع؟
    Her şey mükemmel gidiyordu. Open Subtitles كُلّ شيء كَانَ يَذْهبُ بشكل مثالي.
    Savaş sırasında ne kadar küçük olursa olsun her şey değerliydi. Open Subtitles أثناء الحربِ... كُلّ شيء كَانَ له قيمةُ، مهما كان صغيرا.
    Her şey yanlıştı. Open Subtitles كُلّ شيء كَانَ خاطئَ.
    Her şey iyi mi? Open Subtitles كُلّ شيء كَانَ اوكي
    - Her şey güzel. - Çok güzel, teşekkür ederiz. Open Subtitles كُلّ شيء كَانَ جيد الحمد للة.
    Hiçbir şey bütün halinde değildi. Open Subtitles لا شيء كَانَ كاملَ.
    Dün her şey mükemmeldi. Open Subtitles أمس كُلّ شيء كَانَ مثاليَ.
    Angel, laboratuarda bir şey vardı. Open Subtitles آنجل "، شيء كَانَ في " المختبر.
    Her şey harikaydı. Open Subtitles وكُلّ شيء كَانَ يَذْهبُ عظيم
    Hazır iyi gidiyorken, her şeyi bana ve Larry'e bıraksan, bir şey olmayacaktı. Open Subtitles كُلّ شيء كَانَ يمكنُ أَنْ يَكُونَ رفيعَ إذا أنت فقط تَركتَ لاري وأنا أَقُومُ به مثل نحن كُنّا ذاهِبينَ إلى. ثمّ أنت كان لا بُدَّ أنْ تَذْهبَ كُلّ Knut Rockne علينا.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more