- Boş versene, çok riskli bir şey. - Hadi yiyecek bir şeyler sipariş edelim. | Open Subtitles | انسى الأمر، هذه مخاطرة كبيرة، لنطلب شيء لنأكله |
İyi, en yiyecek bir şeyler almak gidelim. - Kulağa hoş geliyor. | Open Subtitles | ـ جيّد، لنجلب شيء لنأكله ـ تبدو فكرة جيّدة |
Orada yiyecek bir şeyler bulabiliriz. | Open Subtitles | فبامكاننا الحصول على شيء لنأكله هناك |
Dosyala şunu. -Çok iyiydin dostum. Haydi, gel gidip bir şeyler yiyelim. | Open Subtitles | لابأس لنحصل على شيء لنأكله |
- Hadi bir şeyler yiyelim. | Open Subtitles | دعنا نحصل على شيء لنأكله |
- Bir şeyler yemeye çıkalım. | Open Subtitles | دعينا نحصل على شيء لنأكله |
Birşeyler yemem lazım. - Hey! - Ne var? | Open Subtitles | لنذهب ونبحث عن شيء لنأكله ماذا؟ |
Bana yiyecek bir şeyler bulun. | Open Subtitles | أعثروا لنا على شيء لنأكله. |
yiyecek bir şeyler arıyorum. | Open Subtitles | أجل، أنا أبحث عن شيء لنأكله |
Sana yiyecek bir şeyler hazırlayabilirim. | Open Subtitles | يمكنني صنع شيء لنأكله |
Sence, oraya gidip yiyecek bir şeyler bulabilir miyiz? | Open Subtitles | ونحصل على شيء لنأكله ؟ |
Ben yiyecek bir şeyler bulayım. | Open Subtitles | سوف أبحث عن شيء لنأكله |
- Hadi bir şeyler yiyelim. | Open Subtitles | لنبحث عن شيء لنأكله بالطبع |
Şimdi gidip bir şeyler yiyelim. | Open Subtitles | هل نذهب لنبحث عن شيء لنأكله ؟ |
Gidip bir şeyler yiyelim o zaman. | Open Subtitles | لنحضر شيء لنأكله. |
Birşeyler yemem lazım. - Söyle bana neden. | Open Subtitles | دعنا نحصل على شيء لنأكله أخبرني لماذا؟ |