| Nick, ağzında başka bir şey daha var ve hareket etmiyor. | Open Subtitles | نيك، هناك شيء ما عدا ذلك في فَمِّه، وهو لا يَتحرّكُ. |
| Kabalık etmek istemem ama başka bir şey yoksa? | Open Subtitles | أنا لا أقصد أن أكون وقح، لكن إذا هناك لا شيء ما عدا ذلك. |
| Kilisede başka bir şey etkilenmemişti. | Open Subtitles | لا شيء ما عدا ذلك في الكنيسة أثّرت عليها. |
| Ama başka bir şey olmadı. | Open Subtitles | وأنا أحسست صدرها قليلاً، لكن لا شيء ما عدا ذلك. |
| başka bir şey yapamam ki | Open Subtitles | هناك لا شيء ما عدا ذلك للَعمَلُ |
| Sayfada başka bir şey yok. | Open Subtitles | هناك لا شيء ما عدا ذلك على الصفحةِ. |
| Çiğ soğan, turşu, ketçap. başka bir şey yok. | Open Subtitles | بصل طبيعي، مخلل، صلصة لا شيء ما عدا ذلك |
| Ve bu şehri ateşe verebilecek başka bir şey yok. | Open Subtitles | وهناك لا شيء ما عدا ذلك يُمْكِنُ" "أَنْ يُشعلَ النار في هذه البلدةِ |
| Ve bu şehri ateşe verebilecek başka bir şey yok. | Open Subtitles | وهناك لا شيء ما عدا ذلك يُمْكِنُ" "أَنْ يُشعلَ النار في هذه البلدةِ |
| Söyleyecek başka bir şey yok. | Open Subtitles | لا شيء ما عدا ذلك يذكر. |
| başka bir şey istemiyoruz. | Open Subtitles | نريد لا شيء ما عدا ذلك |
| başka bir şey işe yaramaz. | Open Subtitles | لا شيء ما عدا ذلك سيعمل. |
| başka bir şey yok. | Open Subtitles | لا شيء ما عدا ذلك. |
| - Yapacak başka bir şey yok. | Open Subtitles | -ليس هناك شيء ما عدا ذلك |
| başka bir şey yok. | Open Subtitles | لا شيء ما عدا ذلك... |