Olay yerinde buna benzer bir şey bulmaya çalışayım. | Open Subtitles | حسناً,سأعود لمسرح الجريمة وأحاول إيجاد شيء مشابه لهذا |
Sizin başınıza da benzer bir şey geldi, değil mi? | Open Subtitles | قد حدث لك شيء مشابه لك أيضًا أليس كذلك؟ |
Japonya'da benzer bir şey var, ama bir taklitten ibaret! | Open Subtitles | اليابان لديها شيء مشابه لكنه زائف |
- Bunun gibi bir şey biz de yapmıştık, hatırlıyor musun? | Open Subtitles | قمنا بفعل شيء مشابه لهذا , تذكرين؟ لا كلام |
Müsteşarım zaten var. Ama onun gibi bir şey, evet. | Open Subtitles | أنا لدي رئيس للعمال لكن بالطبع شيء مشابه |
Ben de başta öyle bir şey olmasını ummuştum ama... | Open Subtitles | إذًا ربما استقلت من عملي أجل، هذا ما املته ببداية الأمر كذلك أو أي شيء مشابه |
Sizin başınıza da benzer bir şey geldi, değil mi? | Open Subtitles | قد حدث لك شيء مشابه لك أيضًا أليس كذلك؟ |
- Ya da ona benzer bir şey. | Open Subtitles | أو أي شيء مشابه. |
Kendi evliliğim hakkında ben de benzer bir şey söylemiştim. | Open Subtitles | (أنا لن أتزوج السير (لوراس يبدو أنني أتذكر قول شيء مشابه لهذا بشأن زواجي |
Caitlyn de çok benzer bir şey söyledi. | Open Subtitles | (كايتلين) قالت شيء مشابه لهذا |
Bu sanki Sierra Madre'nin Hazinesi gibi bir şey. | Open Subtitles | أنها مثل كنز سييرا ميدرا أو شيء مشابه |
Onun gibi bir şey, anladın mı? | Open Subtitles | او شيء مشابه |
Ya da onun gibi bir şey işte. | Open Subtitles | أو شيء مشابه |
Onun gibi bir şey. | Open Subtitles | شيء مشابه لهذا |
Hayatımda öyle bir şey hiç görmemiştim. | Open Subtitles | لم أرى شيء مشابه لها في حياتي. |
Murdock, ya da öyle bir şey. | Open Subtitles | إسمها مورداك أو شيء مشابه |