Her şey mümkün. Bunu zaten ispatlamıştık, öyle değil mi? | Open Subtitles | حسنا، أيّ شيء ممكن لقد أثبتنا ذلك , أليس كذلك؟ |
Oysa Visalina'ya kar yağıyorsa her şey mümkün olabilir diye düşünüyordum. | Open Subtitles | اعتقدت انه اذا سقط الثلج في فاسيليا فان كل شيء ممكن |
İnsanlar, muzlarla %50 oranında aynı kanı paylaşıyor yani her şey mümkün. | Open Subtitles | يتشارك البشر بـ50٪ من الحمض النووي مع الموز لذا، أي شيء ممكن |
Belki senin için yapabileceğim bir şey olabilir. | Open Subtitles | هناك ، بكل الأحوال شيء ممكن أن أفعله من أجلك |
Eğer çevrenizde doğru ekibiniz, doğru araçlarınız, doğru teknolojiniz varsa, eğer yeterli derecede kendinize inancınız ve yeterli azminiz varsa, o zaman her şey mümkündür. | TED | اذا كان لديك الفريق المناسب من حولك، والأدوات والتقنية المناسبة و اذا كان لديك الثقة والعزيمة الكافية فإن كل شيء ممكن. |
Buradaki enerji diyorum, harika. Her şey elinin altında gibi. | Open Subtitles | الطاقة كبيرة تشعرين أن كل شيء ممكن هنا |
Büyük büyükbabamın hayatına bakarsanız, her şey mümkün. | TED | حينما تنظر حياة جدي الأكبر، ستعلم أن كل شيء ممكن. |
Eğer bir çocuğun beyni değiştirilebilirse o zaman her şey mümkün demektir. | TED | وإذا كان دماغ الطفل قابلا للتغيير، فكل شيء ممكن. |
İçindeki gücü ve bu suçluluk duyugusunu tek noktada toplayabilirsen işte o zaman her şey mümkün. | Open Subtitles | إذا أنت تقومين بأعمالك من خلال مكان القوة الداخلية والقناعة كل شيء ممكن |
Böyle şeyler gerçekten varsa eğer onlar gerçekse, her şey mümkün demektir. | Open Subtitles | إن جرى لك ذلك بالفعل، إذ يمكن حدوث ذلك حقـاً. فكلّ شيء ممكن إذاً. |
Düzgün kullanılırsa, o zaman her şey mümkün. | Open Subtitles | إذا تم استخدامها بشكل صحيح, كل شيء ممكن. |
Bak, hiçbir şey mümkün değil, Jesse başka bir yerde oturuyor. | Open Subtitles | أنظر ، كل شيء ممكن ، ولكن جيسي يكمن في مكان آخر |
Bilgi alabiliriz, sonra her şey mümkün. | Open Subtitles | يمكننا إستخلاص المعلومات منها وكل شيء ممكن |
Burada sorguya çekebiliriz ve her şey mümkün. | Open Subtitles | احضرها للأعلى هنا يمكننا استجوابها وأي شيء ممكن |
Şimdi her şey mümkün, tamam mı? | Open Subtitles | حسناً كل شيء ممكن الحدوث الآن، أليس كذلك؟ |
Senin üvey ve yetim bir zavallı olduğunu düşünürsek, her şey mümkün. | Open Subtitles | حسناً، الآن وانت يتيمة صغيرة بائسة كل شيء ممكن |
Hayatta her şey olabilir. | Open Subtitles | هذا ماحدث أيّ شيء ممكن أن يحدث في هذه الحياة |
Ben, boktan İngiliz sahil şehirlerinden ziyade daha çok Alplere ya da Barcelona'ya arazi gezisi yapmaya alışkındım fakat Swanage'e doğru ilerlerken ilk birkaç saat boyunca, bir heyecan duygusu hakimdi her şey olabilir havası vardı. | Open Subtitles | كنت معتادا على رحلات ميدانية إلى أماكن مثل برشلونة أو جبال الألب أكثر من المدن الساحلية الإنجليزية اللعينة ولكن حينما توجهنا إلى سوانج كان هناك بالتأكيد نوع من الإثارة شعور بأن أي شيء ممكن أن يحصل000 |
Her şey mümkündür. Ben de şahsen Hint lehçelerini inceliyorum. | Open Subtitles | كل شيء ممكن أنا نفسي أدرس اللهجة الهندية |
Her şey elinin altındaymış gibi. | Open Subtitles | تشعرين بأن كل شيء ممكن هنا... |
Ancak bu yaz sanki her şey mümkünmüş gibi geliyordu. | Open Subtitles | ولكن هناك شيء عن الصيف يوعدك باي شيء ممكن يحدث |
Beynin her şeyin mümkün olduğunu büyülü, başka bir boyutta işliyor. | Open Subtitles | عقلكِ يوجد في تلك الأبعاد السحرية الأخرى أين أي شيء ممكن. |
Tıp fakültesini bitirdiğimde öyle bir izlenime sahiptim ki eğer ben her şeyi mümkün olduğunca fazla ve yeterli öğrendiysem bu beni hata yapmaya karşı bağışık kılacaktı. | TED | وتخرجت من كلية الطب بانطباع انني قمت بحفظ كل شيء وعرفت كل شيء, او بقدر المستطاع, قريب من كل شيء ممكن, انها ستحصنني من ارتكاب الاخطاء. |
Hiçbir şey imkansız değildir. | Open Subtitles | , في الوقت الراهن كلّ شيء ممكن |
Öncelikle, Tanrı yanındaysa imkansız diye bir şey yoktur. | Open Subtitles | أولاً, مع الإيمان بالله كله شيء ممكن, لذا |