Şu an yeraltı otoparkında mahsur kalanlar için yapabileceğimiz hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لا شيء نفعله بشأن الأشخاض المحاصرين في مناطق التوقف الفرعية الآن |
Bugün yapabileceğimiz hiçbir şey yoktu. | Open Subtitles | لم يكن بإستطاعتنا شيء نفعله اليوم، |
Onlar için yapabileceğimiz hiçbir şey yok. | Open Subtitles | ليس هناك شيء نفعله لهم |
Bilmiyorum. Dua etmekten başka yapacak bir şeyimiz kalmadı. | Open Subtitles | لا أعلم، لم يبقى لدينا شيء نفعله سوى الصلاة |
Bu yalnızca yapmamız gereken bir şey. İlla hoşlanman gerekmiyor. | Open Subtitles | إنه فقط شيء نفعله لا يعنى أنه عليك ان تحبه |
Hayır, bu sadece yalnızken yaptığımız bir şey. | Open Subtitles | لا ، هذا مجرد شيء نفعله عندما نكون معا وحدنا |
- Zor olduğunu biliyorum, ama Gordon öldü ve onu hayata döndürebilmek için yapabileceğimiz hiçbir şey yok. | Open Subtitles | أعلم أن هذا صعب، ولكن (غوردون) ميتًا. وما بيدينا شيء نفعله لنعيده للحياة. |
- Zor olduğunu biliyorum, ama Gordon öldü ve onu hayata döndürebilmek için yapabileceğimiz hiçbir şey yok. | Open Subtitles | أعلم أن هذا صعب، ولكن (غوردون) ميتًا. وما بيدينا شيء نفعله لنعيده للحياة. |
- Zor olduğunu biliyorum, ama Gordon öldü ve onu hayata döndürebilmek için yapabileceğimiz hiçbir şey yok. | Open Subtitles | أعلم أن هذا صعب، ولكن (غوردون) ميتًا. وما بيدينا شيء نفعله لنعيده للحياة. |
Eğer savaşı bizden alırsan, geriye hiçbir şeyimiz kalmaz. | Open Subtitles | اذا منعتنا من القتال لن يكون هناك شيء نفعله |
Yerine koyacak bir şeyimiz olsa iyi olurdu. | Open Subtitles | -المكان ممتع هنا -ممتع لو وجدنا شيء نفعله |
İşte bu yüzden yapacak bir şeyimiz yok. | Open Subtitles | لهذا ليس لدينا شيء نفعله. |
Victoria, yapmamız gereken şey bu ayakkabıların bir felaket olduğunu kabul edip her şeyi iptal etmek. | Open Subtitles | فيكتوريا، كنت أعرف أفضل شيء نفعله هو الاعتراف هذه الأحذية هي كارثة والدعوة فقط الامر كله؟ |
İlk yapmamız gereken bu doktorları bulmak, tamam mı? | Open Subtitles | -حسناً, أول شيء نفعله هو تعقب هذا الطبيبان, حسنا؟ |
Asker olarak yapmamız gereken son bir şey daha var. | Open Subtitles | بقي آخر شيء نفعله .. كجنود |
Normalde yaptığımız bir şey değil ama. | Open Subtitles | هذا ليس شيء نفعله عادةً |
Bu bizim sürekli yaptığımız bir şey. | Open Subtitles | هذا شيء نفعله عادة |
Zaman zaman yaptığımız bir şey. | Open Subtitles | شيء نفعله من وقت لآخر. |