"شيء واحد تعلمته" - Translation from Arabic to Turkish

    • öğrendiğim bir şey
        
    • öğrendiğim tek şey
        
    • öğrendiğim tek bir şey
        
    • tek bir şey öğrendim
        
    • öğrendim ki
        
    • Öğrendiğim bir şey varsa
        
    Senden öğrendiğim bir şey varsa o da bana göre doğru olduğunu düşündüğüm şeyi yapmalıyım ve sonuçlarını kafama takmamalıyım. Open Subtitles إذا كان هناك شيء واحد تعلمته منكَ فهو أني يجب أن أقوم بالشئ الذي اراه صحيحا ولا أقلق بشأن العواقب
    Senden öğrendiğim bir şey varsa o da bana göre doğru olduğunu düşündüğüm şeyi yapmalıyım ve sonuçlarını kafama takmamalıyım. Open Subtitles إذا كان هناك شيء واحد تعلمته منكَ فهو أني يجب أن أقوم بالشئ الذي اراه صحيحا ولا أقلق بشأن العواقب
    Politikacılardan öğrendiğim tek şey şahsi sorunlarının yargılama yetini etkilemesine izin vermemektir. Open Subtitles شيء واحد تعلمته في السياسة أن لا اسمح ابداً للقضايا الشخصيه في التغير من حكمي
    Bir iş sahibi olmak konusunda öğrendiğim tek şey varsa o da kişisel hayatınla iş hayatını birbirine karıştırmamak gerektiği. Open Subtitles و إذا كان هنالك شيء واحد تعلمته عن إمتلاك عمل هو أنه يجب أن تبقي حياتك الشخصية
    Bu yıl öğrendiğim tek bir şey varsa, o da hayatta en önemli şeyin ailem olduğudur. Hey, Nate. Open Subtitles إذا كان هناك شيء واحد تعلمته هذه السنة فهو ان أهم شيء هو عائلتي
    Burada öğrendiğim tek bir şey varsa, o da çekim ekibinin felaket demek olduğudur. Open Subtitles إذا كان هناك شيء واحد تعلمته في هذا المكان فهو أنا وجود فريق تصوير يعني كارثة
    William, başkanken tek bir şey öğrendim... Open Subtitles اتعلم يا (ويليام) , شيء واحد تعلمته في وقتي كرئيسة..
    Wall Street'te geçirdiğim onlarca yılda bir şey öğrendim ki; gücünüzü arttırmanın yolu onu dağıtmaktır ve sesiniz de işin kalbindedir. TED شيء واحد تعلمته بعد عقود في وول ستريت هو أن الطريقة لتنمية قدراتك هي بالتخلي عنها، وصوتك هو في صميم ذلك.
    öğrendiğim bir şey varsa yapışkan maddelere asla ilk dokunan olmamaktır. Open Subtitles إذا كان هناك شيء واحد تعلمته ألا أكون أول من يضع يده في مادة لزجة
    Yıllardır CIA ajanlarının özgeçmişlerinden öğrendiğim bir şey var. Open Subtitles شيء واحد تعلمته عبر السنين من وضع اوصاف لعملاء السي آي ايه
    Hayattan öğrendiğim bir şey insanların önüne domalıp seni götünden sikmelerine izin verirsen ne olur bil bakalım. Open Subtitles شيء واحد تعلمته في هذه الحياة، و إذا انحنى وترك الناس يمارس الجنس مع لكم في الحمار، وتخمين ما يحدث؟
    Seyahatim boyunca öğrendiğim bir şey varsa o da evden çok uzun süre ayrı kalamayacağındır. Open Subtitles شيء واحد تعلمته عن السفر وهو أنك لا تستطيع البقاء بعيداً عن المنزل لفترة طويلة
    Orduda öğrendiğim bir şey varsa şayet, o da kendi sorunluluğunu kendin alırsın. Open Subtitles لو كان هناك شيء واحد تعلمته من الجيش سيكون تحمل مسؤولية نفسك
    Savaşta öğrendiğim tek şey var ki o da en güçlü silah, bilgidir. Open Subtitles لأنّه إن كان هناك شيء واحد تعلمته في القتال هو أنّ أقوى سلاح هو المعرفة
    Irak'ta öğrendiğim tek şey ancak radar seviyesinin altında uzun süre uçulabileceği. Open Subtitles شيء واحد تعلمته في ( العراق ) ْ يمكنك الطيران تحت الرادار لمدة طويلة
    Metropolis'e geldiğimden beri öğrendiğim tek şey, güç sahibi olan insanların her daim halkın çıkarlarını gözetmedikleri. Open Subtitles شيء واحد تعلمته منذ وصولي ...إلى (ميتروبوليس) أن صاحب النفوذ ليس دائما مهما... بمصالح الناس في الواقع
    Kolombiya'da öğrendiğim tek bir şey var iyi ve kötü göreceli kavramlardır. Open Subtitles هناك شيء واحد تعلمته هنا في كولومبيا الخير وَ الشر هي مفاهيم نسبية
    Çünkü öğrendiğim tek bir şey varsa, deli olmadığını bilmek kadar seni deliliğe sevk eden başka bir şey yoktur. Open Subtitles لأنه لا يوجد شيء واحد تعلمته. هو أن لا شيء يحرر لك أن تكون مجنون مثل تعلم أنك لا.
    Hapiste tek bir şey öğrendim. Open Subtitles شيء واحد تعلمته في السجن...

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more