"شيء يدعى" - Translation from Arabic to Turkish

    • diye bir şey
        
    • diye birşey
        
    • denen bir şey
        
    • olarak adlandırılan bir
        
    • denilen bir
        
    • adında bir şey
        
    Neticede, koşulsuz dürüstlük diye bir şey yok. Open Subtitles على العموم، ما من شيء يدعى بالاخلاص المطلق
    Hafif patlayıcı diye bir şey yok mu? Open Subtitles هل هنالك شيء يدعى متفجرات قليلة الانفجار؟
    Yavaş ol yavru ördek, karma diye bir şey var. Open Subtitles حسناً, أنتظري, إيتها البطه الصغيره هناك شيء يدعى القدر لا نريد ان نكون في الجهة الخاطئه
    Sihir diye birşey yoktur. Open Subtitles لا يوجد شيء يدعى السحر
    Sonra bir şey beni şaşırttı, sosyal entegrasyon denen bir şey. TED ومن ثم هناك شيء فاجأني، شيء يدعى الإندماج الإجتماعي.
    Jeff bilgi edinme özgürlüğü diye bir şey duymuş mu hiç? Open Subtitles هل جيف سمع عن شيء يدعى { حرية المعلومـات } ؟
    Belki de öncelikli kayıt olma diye bir şey olmadığıdır. Open Subtitles ربما في الحقيقة ليس هناك شيء يدعى أولوية التسجيل.
    Kaç tane düğünde "beyaz güvercin bombardımanı" diye bir şey duydun? Open Subtitles أعني كم عدد حفلات الزواج التي ذهبت إليها وفيها شيء يدعى مدفع الحمائم
    Önceden bildirmek diye bir şey olamaz. Güven bana, ben bir zaman yolcusuyum. Open Subtitles لا يوجد شيء يدعى بالتنبئ صدقي المسافر عبر الزمن
    Ortada bir konu bu. Ortada diye bir şey yoktur. Doğru ve yanlış vardır. Open Subtitles مامن شيء يدعى بالبينّي إما أنه يكون صح أو خطأ
    Kara Orman Kafası diye bir şey duydun mu? Open Subtitles هل سمعتي عن شيء يدعى الغابة السوداء عالية الثمالة؟
    Çünkü sanat dünyasında kariyer diye bir şey yok. Open Subtitles حسناً ذلك بسبب لانه لايوجد شيء يدعى وظيفه في هذه الفنون
    Otopsi Kampı diye bir şey olduğuna inanamıyorum. Open Subtitles لا أصدق بأنه يوجد شيء يدعى مخيم لتشريح الجثث
    Yalnız görev diye bir şey yoktur. Her zaman büyük resim vardır. Open Subtitles ما من شيء يدعى العمل بشكل فردي ثمة دائمًا صورة أكبر
    Erkek çiçeği diye birşey yoktur. Open Subtitles لا يوجد شيء يدعى ورود رجل.
    Berbat zamanlama diye birşey yok. Open Subtitles لا يوجد شيء يدعى أسوأ وقت
    Benim zamanımda romantizm denen bir şey vardı. Open Subtitles كان هثنالك شيء يدعى الرومنسية في أيامنا.
    Kusursuzluk denen bir şey yoktur. Open Subtitles ليس هناك من شيء يدعى الكمال التام
    Drogue(denge) paraşütü olarak adlandırılan bir şeyi kullanarak dengede tutunmaya çalıştım. TED وما أردنا تجربته هو استعمال شيء يدعى مرساة مظلة، وقد كانت موجودةً لحفظ توازني.
    Bu ilişki, Lorentz faktörü denilen bir şeyle hesaplanabilir ki o da bu denklemle tanımlanır. TED يمكن حساب هذه العلاقة كمياً بواسطة شيء يدعى بمعامل لورنتز والتي تحدد بهذه المعادلة.
    Annem sektöre döndüğünde ondan Suvek adında bir şey yapmasını istediler. Open Subtitles عندما عادت أمي الى القطاع *أرادو منها بناء شيء يدعى "السوفاك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more