Zor bir hafta geçirdiğinizin farkındayım... ama bilmeniz gereken bir şey var. | Open Subtitles | اسمعوا أيها الطلاب لقد مررتم بأوقات عصيبة هناك شيء يَجِبُ أَنْ تَعْرفَوه |
Daha ileri gitmeden önce sana söylemek istediğim bir şey var. | Open Subtitles | قَبْلَ أَنْ نَذْهبُ إلى شيئ بعيد هناك شيء يَجِبُ أَنْ أخبرَك به |
Her şey onun istediği gibi olmalı. | Open Subtitles | كُلّ شيء يَجِبُ أَنْ يُعْمَلَ بالضبط الطريق تَحْبُّها. |
Yine de sana söylemek zorunda olduğum bir şey var. | Open Subtitles | الآن، هناك شيء يَجِبُ أَنْ أُخبرَك، مع ذلك. |
Ayrıca, zaman eski geri dönünce, her şey yoluna girecektir. | Open Subtitles | إضافةً إلى، يُوقّتُ عندما يُعيدَ نفسه، ثمّ كُلّ شيء يَجِبُ أَنْ يَكُونَ رفيعَ. |
Sana göre her şey kasıtlı. | Open Subtitles | كُلّ شيء يَجِبُ أَنْ يَأخُذَ زاويةً مَعك. |
Her şey çok doğal ve olağan görünmeli. | Open Subtitles | كُلّ شيء يَجِبُ أَنْ يَبدو تلقائي وطبيعي |
Baba bak gelip bana yardım ettiğin için minnettarım, bu yapmam gereken bir şey tamam mı? | Open Subtitles | اسمع،ابي،أقدر مجيئكَ هُنا ومساعدتي. هذا شيء يَجِبُ أَنْ افعله |
..o zaman hiçbir şey meydana gelmemeli. | Open Subtitles | . . ثمّ لا شيء يَجِبُ أَنْ يَظْهرَ. |
Quinn, sana söylemem gereken bir şey var. | Open Subtitles | كويِن، هناك شيء يَجِبُ أَنْ أُخبرُك به. |
Hiçbir şey ters gitmemeli. | Open Subtitles | لا شيء يَجِبُ أَنْ يَفْشلَ |