Söylemem lazım. burada olmak biraz korkutucu. Yaşlı bir Amerikalı, Afrikalılar'a kendi kıtaları hakkında yeni bir şeyler anlatmaya çalışıyor. | TED | عليَ إخباركم، وجودي هنا شيء مثير أكثر مما تتخيلون، رجل أمريكي مسن يحاول أن يخبر الأفارقة شيئاً جديداً عن قارتهم. |
- En azından yeni bir şey denemiş olursun. Yani, ufkunu genişlet. | Open Subtitles | . فعلى الأقل أنك جرّبت شيئاً جديداً . تعلمين ، توسّعين أفقكِ |
Sizi hediyelik eşya dükkanına götürüp yeni bir şey alsam? | Open Subtitles | ما رأيكِ أن آخذكِ لمتجر الهدايا؟ وأشتري لكِ شيئاً جديداً |
İnsanların hayatlarıyla ilgili yeni şeyler keşfettikleri bir yer olduğunu söylerler. | Open Subtitles | يقولون إنها مكان يأتي إليه الناس ليكـتشفوا شيئاً جديداً عن حياتهم |
Mesela, piste yeni şeyler katmakla ilgili. | Open Subtitles | بل عليك أن تُقدم شيئاً جديداً على ساحة الرقص |
Yeni bişey dene.. | Open Subtitles | يجب أن تجرب شيئاً جديداً |
Her akşam pencereye yeni birşeyler boyamalıyız, büyük mağazalar gibi. | Open Subtitles | ربما يجب علينا أن ندهن شيئاً جديداً على النافذة كل ليلة مثل طريق مشجر |
Al, bir kanepe daha istemiyorum. yeni birşey istiyorum. | Open Subtitles | لا اريد شيء اعيد تنظيفه أريد شيئاً جديداً |
Biliyor musun, hapishanede her gün yeni bir şey öğreniyoruz. | Open Subtitles | أنت تعلم نتعلم شيئاً جديداً كل يوم هنا في السجن |
Ben çocukken, her gün yeni bir şey üretiyorlardı sanki. | Open Subtitles | في صغري، كنت أشعر كأنّهم يصنعون شيئاً جديداً كلّ يوم |
Ama her neyse, bize Karayipler'in jeolojisiyle veya körlüğün bazı türlerinin nasıl daha iyi teşhis edileceğinin biyolojisiyle ilgili yeni bir şeyler anlatabilir. | TED | ولكن أياً كان، فقد تخبرنا شيئاً جديداً حول جيولوجيا الأرض في جزر البحر الكاريبي، أو بيولوجيا الكائنات لتشخيص أفضل لأنواع محددة من العمى. |
Şunu iddia ediyorum ki, perspektifimizi değiştirdiğimizde ve başka bir yerden baktığımızda, izlediğimiz, gördüğümüz veya duyduğumuz şeye dair yeni bir şey öğreniyoruz. | TED | وأفترض أنك عندما تغير منظورك، وإذا أخذنا وجهة نظر أخرى، فستتعلم شيئاً جديداً حول ما تشاهده أو تنظر إليه أو تسمعه. |
Eşcinsel olmam, inançlı bir ailede büyümem, Güneyde yaşamam düşünüldüğünde bu ayrımcılık benim için yeni bir şey değildi. | TED | كونى شاذاً نشأ في وسط متدين ولأنى عشتُ في الجنوب، فإن العنصرية لم تكن شيئاً جديداً علي. |
yeni bir şeyi kuracak olan onlar, ama diğerleri hükümeti kontrol ederken bu gerçekleşmeyecektir. | Open Subtitles | وما معنى ذلك؟ هم وحـدهم القادرون على بناء شيئاً جديداً. لكن هذا لن يحدث طالما يتحكم فيهم الآخرون. |
Burada yeni bir şey yapmaya çalışıyorlar. Özür dilerim, ama gitmeliyim. | Open Subtitles | ـ إنهم يجربون شيئاً جديداً هنا ـ يجب أن أذهب |
O zaman yeni şeyler öğren. Rahat bölgenden çık. | Open Subtitles | إذن, تعلم شيئاً جديداً اخرج من منطقة راحتك |
Bu sezonda oynamak, size yeni şeyler verir gibiydi. | Open Subtitles | هذه الطريقة تعطيك شيئاً جديداً لتؤديه هذا الموسم |
- yeni şeyler denemesi lazım. | Open Subtitles | تحتاج أن تجرّب شيئاً جديداً. هذه خلاصة الأمر. |
A-aslında, yeni şeyler öğrenmek fena fikir değil. | Open Subtitles | في الحقيقه إنها فكرة جيده أن نتعلم شيئاً جديداً |
Yeni bişey mi yaptın saçına sen ? | Open Subtitles | هل جربتِ شيئاً جديداً? |
Belki de yeni birşeyler deneyebilirim. | Open Subtitles | حسناً، ربما سأجرّب شيئاً جديداً |
yeni birşey öğreneceğiniz için sevindiniz mi? | Open Subtitles | أننا سنتعلم اليوم شيئاً جديداً و سوف نستمتع ؟ |