"شيئاً يستحق" - Translation from Arabic to Turkish

    • değer bir şey
        
    • değecek bir şey
        
    • değer bir şeyler
        
    • gerektiren bir şeyler
        
    • layık bir şey
        
    Saklamaya değer bir şey sakladığını anlatıyor.Türk hapishanesi mi? Open Subtitles تخبرني أنك تخفين شيئاً يستحق إخفاءه هل هو السجن التركي؟
    Beyzbolu çok severdi, üzerinde çalıştığı formül top sahasının bilet değişikliğini önceden haber veriyordu. Yani, kesinlikle öldürülmeye değer bir şey değildi. Open Subtitles للتنبؤ بتغير اسعار التذاكر بملاعب كرة القاعدة، لم يكن شيئاً يستحق القتل من أجله
    İnsanların onlar hakkında bir şey yazmamasının bir nedeni var. Yazmaya değecek bir şey yapmıyorlar. Open Subtitles هُناك سببٌ أنكم أيها الناس لم تكتبوا عنهم إنهم لم يفعلوا شيئاً يستحق الكتابةً بشأنه
    İnsanların onlar hakkında bir şey yazmamasının bir nedeni var. Yazmaya değecek bir şey yapmıyorlar. Open Subtitles هُناك سببٌ أنكم أيها الناس لم تكتبوا عنهم إنهم لم يفعلوا شيئاً يستحق الكتابةً بشأنه
    Ya okunmaya değer bir şeyler yazacaksın ya da yazılmaya değer bir şeyler yapacaksın. Open Subtitles إما أن تكتب شيئاً يستحق قراءته أو أن تفعل شيئاً يستحق الكتابة عنه
    Casusluk yapılmasını gerektiren bir şeyler mi yapıyorsun? Open Subtitles هل تفعل شيئاً يستحق التجسس عليه؟
    Ama korkarım ki birinciliğe layık bir şey yapmak için yeterli vaktin yok. Open Subtitles ولكني أخاف أنك لم تعطي نفسك وقتاً كافياً لكي تصنع شيئاً يستحق المركز الأول
    İçeride korunmaya değer bir şey olduğunu biliyorlardı. Open Subtitles ماكانوا يعلمونه أن هنالك شيئاً يستحق الحماية
    - Kayda değer bir şey söylemiyorsun da ondan. Open Subtitles لأنك لا تقولين شيئاً يستحق السمع
    Ama çalmaya değer bir şey bulmalısın. Open Subtitles لكن لابدّ أن تجد شيئاً يستحق السرقة.
    Söylemeye değer bir şey bulamıyorum. Open Subtitles لا أستطيع ... لا أستطيع إيجاد شيئاً يستحق القول
    Söylemek istediğim, neden değecek bir şey okumuyorsun? Open Subtitles كل ما أقوله لمَ لا تقرأينَ شيئاً يستحق القراءه؟
    Şimdi ya vaktime değecek bir şey söyle ya da git hayvanını koklaya koklaya bul. Open Subtitles الآن, إما قولي شيئاً يستحق وقتي أو إذهبي للشم وراء حيواناتك أو عودي كما تشائين مباشرة إلى
    Hatta, bir keresinde bana, "iyi ve hazır olduğumda savaşacağım uğrunda savaşmaya değecek bir şey olduğunda savaşacağım" demişti. Open Subtitles في الحقيقة, اخبرني مرة"انا ساُقاتل عندما اكون مُستعد". "ساُقاتل عندما اجد شيئاً يستحق القتال له"
    ...bir şeyler hatırlanmaya değer bir şeyler yapayım. Open Subtitles شيئاً يستحق الذكر
    Casusluk yapılmasını gerektiren bir şeyler mi yapıyorsun? Open Subtitles وهل تفعل شيئاً يستحق التجسس عليه؟
    Sana, arkadaşlığına layık bir şey vermek istiyorum. Open Subtitles أود أن أعطيكِ شيئاً يستحق صداقتكِ.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more