Ama yine de matematiğinde öyle bir şey bulmanızın şansı nedir ki? | Open Subtitles | ولكن لا يزال هناك فرصة أنه ترك شيئا من ذلك في رياضياته |
Bu arada bu konuda hiç kimseye bir şey söylemeyin. | Open Subtitles | -فى الوقت الحالى ، لا تذكرى شيئا من ذلك لأحد |
Ben cimri değilim. Herkesin bir şey almasını istiyorum. | Open Subtitles | اٍننى لست رخيصا ، اٍننى أريد الناس أن ينالوا شيئا من ذلك |
Sanki hiç bir şey olmamış gibi, beni uzaklaştırmak istiyor. | Open Subtitles | والآن يريد أن يرسلني للخارج و كأن شيئا من ذلك لم يحدث قط |
Evet ama bir şey olmak zorunda değil ki. | Open Subtitles | نعم، ولكن شيئا من ذلك لم يحدث. |
bir arkadaşımız için bir şey soracağız. | Open Subtitles | سنطلب من أصدقائنا أو شيئا من ذلك. |
Öyle bir şey sanırım. | Open Subtitles | ربما شيئا من ذلك. |
Tek doğrulayabildiğimiz Turnbull'un trenden bir şey aldığı ve önceki hafta Virjinya'daki Birleşik Devletler silâh deposuna girdiği. | Open Subtitles | كل ما نستطيع تأكيده هو أن (تيرنبول) أخذ شيئا من ذلك القطار و انه اقتحم مخزناً لأسلحة الدولة في ولاية "فرجينيا" قبل أسبوع من ذلك |
Hiç bir şey istemiyorum... | Open Subtitles | ...لا أريد شيئا من ذلك |