Sheridan Falls'da bir yerden çiçek göndermelerini rica etmiştik. | Open Subtitles | وبالنسبة للزهور,فقد طُلب منى ارسالها الى مكان فى شلالات شيريدان |
Tom Sheridan, hırsızlık ve çek sahtekârlığından Beecham İlçesi'nde aranıyor. | Open Subtitles | توم شيريدان مطلوب في مقاطعة بيشام سرقة خفيفة, شيكات احتيال وارنر درايسدال مطلوب في ساكرامنتو |
Terry Sheridan. | Open Subtitles | تيري شيريدان كان قائدا سابقا في البحرية الملكية. |
Holt'un kanının, Sheridan'ın copuna bulaşması ancak böyle açıklanabilir. | Open Subtitles | وهذا من شأنه أن يفسر كيف حصلت على الدم هولت على عصا شيريدان. |
Alex Sheridan'ın evi için arama izni çıkarttırmanın zamanı geldi. | Open Subtitles | الوقت للحصول على أمر قضائي لمنزل البحث أليكس شيريدان. |
Sene 1977, Arabamla Sheridan yolunda gidiyordum. | Open Subtitles | في يوم ما بتاريخ 1977 كنت أقود في طريق شيريدان |
Herhalde Sheridan'a ben giderim, hem şu saldırı hakkında da detaylara bakarım belki bu durumu aydınlatır. | Open Subtitles | ربما ينبغي علي الذهاب إلى شيريدان لـرؤية إذا بإستطاعتي إيجاد أي تفاصيل حول هذا الإعتداء , يمكننا تسليط الضوء عليه |
Sheridan Expressway, Robert Moses döneminin az kullanılmış bir kalıntısı, böldüğü semtleri hiç dikkate almadan kurulmuş. | TED | ويعتبر طريق شيريدان إكسبرس واي من البقايا غير المستغلة لعصر روبرت موزيس حيث بنيت بدون اعتبار للمناطق التي انقسمت بسببها |
Jack Sheridan, şu tanıştığım internet açık artırmacısı, hatırladın mı? | Open Subtitles | ( جاك شيريدان )، صاحب المزاد بالإنترنت الذي قابلته، أتذكرين؟ |
Diyorum ki her tarafımızdan gizemlerle çevirmişiz, Başkan Sheridan. | Open Subtitles | أقول... ... اننا محاصرون من كل جانب أسرار، رئيس شيريدان. |
Beyaz Saray, Sheridan soruşturmasının başına Albay Samuel Amos'u getiriyor. | Open Subtitles | البيت الأبيض عين العقيد (سامويل ايموس) لترأس التحقيق بمقتل (شيريدان) |
Taktiği işe yarıyor, eğer ona bir karşılık vermezsek, Sheridan bizi darmadağın eder. | Open Subtitles | إنه يعمل، وإن لم نقم بضرب (شيريدان) بضربة معاكسة، فإنها سينزل من وضعنا |
Beyler, beni çok iyi anlamanızı istiyorum. Sally Sheridan, Başkan'dan öte birisiydi. | Open Subtitles | أيها السادة، سأقوم بتوضيح موقفي (سالي شيريدان) كانت أكثر من مجرد رئيسة |
Bugün gelenlerin arasında, Başkan Joseph Galbrain'de bulunuyor kendisi yarınki seçimlerde Wally Sheridan'a karşı yarışacak. | Open Subtitles | من المشاركون أيضاً "الرئيس "جوزيف جالبراين الذي سيتنافس في إنتخابات الغد "ضد "والي شيريدان |
O zaman Sally Sheridan'ı vururken çekilen görüntüleri olduğunu biliyorsunuzdur. | Open Subtitles | ثم تعلم بأن لدينا شريط مصور "وهو يطلق النار على "سالي شيريدان |
General Sheridan, Jubal Early'nin konfederasyon birliklerinin kaçışına göz yummuş. | Open Subtitles | "سمح اللواء "شيريدان "لأحزاب "جوبال أيرلي بالفرار من الأبادة |
Sheridan kuş uçuşu 250 mil mesafede. | Open Subtitles | شيريدان على بعد 250 ميلا تقطعها الطائره |
Bir Sheridan binasına ilk defa kapıdan giriyorum da ondan. | Open Subtitles | (لا، وهي المرة الأولى التي أدخل فيها ل(شيريدان عبر الباب |
Sekiz yıl önce Sheridan'da saldırı. | Open Subtitles | إعتداء في شيريدان من 9 سنوات مضت |
Ekip, Golovkin olduğunu düşündükleri birinin Sheridan Square'de metrodan indiğini görmüş. | Open Subtitles | شرطي المرور العابر يفكر رآه مجرد Golovkin النزول محطة مترو في ساحة شيريدان. |