Bireylerin saç gölgeleri ayrı olduğunda biçimsiz olurlar. | Open Subtitles | الفرد ظلال شَعرِ لا شكلية عندما هم يَجِبُ أَنْ يَكُونَ مُتميّزَ. |
Televizyondan gördüklerime göre biraz fazla saç ürünü kullanan yakışıklı bir adam. | Open Subtitles | مِن الذي رَأيتُه على التلفزيونِ، أنه رجل وسيم الذي يَستخدم مُنتَج شَعرِ أكثر من اللازمِ قليلاً. |
Burun kılı makası Calvin'ın hoşuna gider mi? | Open Subtitles | لذا تُفكّرُ كالفين هَلْ تَحْبُّ مقصّاتُ شَعرِ الأنفَ؟ |
İnsanlar burun kılı makası için birbirini itiyor. | Open Subtitles | تدافع ناسِ لمقصّاتِ شَعرِ الأنفِ. |
Aklıma geldi, Rita'nın saçına spray sıkmaması gerek. | Open Subtitles | الذي يُذكّرُني الذي ريتا يَجِبُ أَنْ لا تَلْبسَ أيّ رذاذ شَعرِ في هذا الشيءِ. |
Yarın aynı pijamadan giyip birbirimizin saçını yıkarız. | Open Subtitles | غداً، نحن نَلْبسُ بيجامةَ مماثلةَ وغسيل شَعرِ بعضهم البعضِ. |
Ne yapıyorsun? Kurbanın saçında bunun parçalarını bulmuştum. | Open Subtitles | وَجدتُ قِطَعَ هذه في شَعرِ الضحيّةَ. |
saç tarama vakti. | Open Subtitles | وَقّتْ لضَفْر شَعرِ كُلّ شخصِ. |
Doğru boyda, doğru yaşta, saç rengi tutuyor ve | Open Subtitles | هي الإرتفاعُ الصحيحُ، عُمر صحيح، لون شَعرِ و... |
Küçük bir saç düzeltici. | Open Subtitles | أي قليلاً متقلب شَعرِ thingy. |
saç analizi. | Open Subtitles | تحليل شَعرِ. |
Bilmediğim bir burun kılı salgını mı var? | Open Subtitles | هناك a وباء شَعرِ أنفيِ أنا هَلْ لا يَعْرفُ حول؟ |
Evet, bana süper bir hediye iki tomar burun kılı. | Open Subtitles | نعم، هناك a هدية لطيفة لي... بوشلان مِنْ شَعرِ الأنفِ. |
Bir sürü göğüs kılı! | Open Subtitles | الكثير من شَعرِ الصدرِ |
Kim'in saçına ışın vermek, kalan veriye ulaşabilme olasılığını gösterecek. | Open Subtitles | تسليط الشعاع على شَعرِ كيم يَجِبُ أَنْ يرينا فرصَنا في فَتْح بقيّة البياناتَ. |
Yani, Katara'nın şu saçına bak. | Open Subtitles | i متوسط، الصغرى في شَعرِ katara، حقّ؟ |
Birisi nedense Sonny Chow'un bir kaç tel saçını alıyor ve suç mahalline bırakıyor. | Open Subtitles | حَسناً، شخص ما، بطريقةٍ ما عَثرتْ على بضعة سواحل شَعرِ سوني Chow وتَركَهم في مشهدِ الجريمةَ. |
Dee de şişman yaşlı bir siyahi kadınla çakışıp ona saçını yollamış. | Open Subtitles | نعم، وشَعر؟ ! أَعْني، إرسال شَعرِ - الذي فقط أخبلَ. |
Catherine'in Debbie Reston'ın saçında bulduğu siyah iplik var ya? | Open Subtitles | الذي كاثرين سَحبتْ مِنْ شَعرِ ديبي Reston؟ |
Will'in saçında bej rengi elyaf bulmuştum. | Open Subtitles | تَعْرفُ، وَجدتُ بَعْض البيجي microfibers في شَعرِ الإرادةِ. |