En son 15:30'da B kanadındaki 826 nolu hücrede görüldü. | Open Subtitles | شُوهدت للمرّة الاخيرة في الجناح "ب"، الزنزانة 826 في الـ 03: 30 مساءً. |
"Gray Chandler Murray Tamara Mellon ile görüldü." | Open Subtitles | لقد شُوهدت (جراى تشاندلر مارى) مع (تمارا ميلاون). |
Kornasından garip sesler çıkarıyormuş... ..en son sabah 8:00'de 12. eyalet yolundan kuzeye giderken görülmüş. | Open Subtitles | شُوهدت أخر مرة متجهة شمالاً عند الـ8.00 صباحاً على الطريق 12 بين الولايتين |
Saat 3:45'de ayrılırken görülmüş. | Open Subtitles | شُوهدت وهي تُغادر في الـ3: 45. |
Bu da demektir ki, artık orası neresiyse, canlı görüldüğü son yer orasıdır. | Open Subtitles | وهو ما يعني أنّه أياً كان ذلك، فإنّه على الارجح آخر مكان شُوهدت فيه حيّة. |
Burası, Theresa Whitaker'in son görüldüğü yer. | Open Subtitles | هذا هو آخر مكان، شُوهدت فيه (تيريسا ويتكر) حيّة |
- İbadet yeri - ...sarı elbiseli, görüldü... | Open Subtitles | -إنها مكان العبادة -ذات الفستان الأصفر, شُوهدت ... |
Kayıp bir kızı arıyorum. En son Juarez'de görüldü. | Open Subtitles | أنا أبحث عن فتاة مفقودة شُوهدت آخر مرّة في (خواريز) |
Görüldü: | Open Subtitles | شُوهدت... |
Mary en son bu sabah erkenden otelin park yerine girerken görülmüş. | Open Subtitles | شُوهدت (ماري) للمرّة الأخيرة وهي تصفّ سيّارتها في نزل بوقتٍ مُبكّر من صباح اليوم. |
Anne'nin öldüğü gün bu adamla tartıştığı görülmüş. | Open Subtitles | في اليوم الذي ماتت فيه (آن)، شُوهدت وهي تتجادل مع هذا الرجل. |
WHNY'deki yapımcısının söylediğine göre en son akşam saat dokuz buçukta, City Of Trust çocuk hastanesinde kamera ekibiyle hava durumunu sunarken görülmüş. | Open Subtitles | إذن، وفقاً لمُنتج (ماندي) في القناة، لقد شُوهدت للمرّة الاخيرة من قبل طاقم تصويرها بحفل جمع تبرّعات في مستشفى الأطفال "سيتي أوف تراست" -الليلة الماضية في الساعة الـ 9: |
Linda en son ne zaman görülmüş? | Open Subtitles | -متى شُوهدت (ليندا) آخر مرّة؟ |
Bu Billy Piper'ın yatı, eşinin en son görüldüğü yer. | Open Subtitles | هذا قارب (بيلي بايبر)، حيث شُوهدت زوجته للمرّة الأخيرة. |