Toksik olmayan baloncuk sabunu için biraz daha fazla ödemem sorun olmaz. | Open Subtitles | لا أمانع أن أدفع أكثر بقليل من أجل صابون فقاعاتٍ غير سام |
Ne şampuan, ne banyo sabunu, ne bulaşık sabunu, ne bulaşık deterjanı tutuyor. Ya çamaşır deterjanı? | Open Subtitles | لا شامبو ولا صابون يد أو صابون أطباق ولا مسحوق غسيل أطباق |
Sıvı Sabun mu var, yoksa şu liselerde kullanılan normal sabunlardan mı? | Open Subtitles | عليك معرفة أن كان هناك صابون سائل أم نوع آخر |
Burada çalıştığını bilmiyordum. Uygun fiyatlı sabunlar satıyorum. | Open Subtitles | نعم, صابون ذو سعر معتدل هذا ما أدعو إليه |
Onun resminin olmadığı bir paket sigara yok. Öldükten sonra onun adını bir sabuna verecekler. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تشتري علية من السجائر دون أن تجد صورتها في داخلها , حتى أنه هناك صابون باسمها |
Sabunum var, ama gül kokmuyor. | Open Subtitles | لدي صابون لكن رائحته ليست كالورود |
Üzüldüm, asker, o sabunun üzerine kendin basmış olmalısın. | Open Subtitles | آسف , يا جندي , يجب أن تكون قد زلقت بسبب صابون |
Peki şova başlarken fosfattan arınmış sabunu almak için eğilen herifi anlatsak nasıl olur ? | Open Subtitles | وماذا لو بدأنا البرنامج برجل يلتقط قطعة صابون خالية من الفوسفات؟ |
Beyler sizden bir koşu gidip biraz çiçek, biraz banyo sabunu ve biraz İspanyolca dedikodu dergisi almanızı istiyorum. | Open Subtitles | ايها السادة اريدكم ان تخرجوا وتجلبو بعض الأزهار ومجموعة من صابون الإستحمام وبعض مجلات الثرثرة الإسبانية |
Bununla yıka. Çamaşır sabunu zarar verir. | Open Subtitles | إغسلي شعرك بالشامبو سوف يتلف صابون الملابس شعركِ |
Mülâkatta kız gibi kokmamak için naneli sabunu kullan. | Open Subtitles | استخدم صابون النعناع لئلا تفوح برائحة فتاة في مقابلتك |
Köpüklü sabun, elbise sabunu, aynı şey. | Open Subtitles | شامبو الإستحمام، صابون الملابس كلاهما نفس الشيء |
Sıvı Sabun mu var yoksa şu liselerde kullanılan... normal sabunlardan mı? | Open Subtitles | عليك معرفة أن كان هناك صابون سائل أم نوع آخر |
Gümüş renkli şişenin içindeki Sabun mu? | Open Subtitles | روري حبيبتي, هل هذا صابون الذي بجانب المغسلة في قنينة فضية؟ |
Hayır. Misafir için bu sabunlar. | Open Subtitles | لا انهم صابون للضيوف |
At etinin sabuna dönüşmesi çok üzücü. | Open Subtitles | ياله من خزي ان يحول لحم الحصان الى صابون |
Sabunum var. Kullanmaktan çekinmem. | Open Subtitles | انا معى صابون .ولا أخاف من استخدامه |
Güzel kokuyorsun. - sabunun leylak kokulu mu? | Open Subtitles | رائحتك زكية أهي رائحة صابون زهر الليليك؟ |
Hey spagetti adam, sorun değil. Biraz sabunla fırçalarsak temizlenir. | Open Subtitles | مفيش مشكلةَ شويت صابون ومِرْفَق صَغير الدهن يَجِبُ أَنْ يُنظّفَه |
El yapımı sabundur, yağdan elde edildi. | Open Subtitles | انه صابون مصنوع يدوياً لقد صنعته من الصفر |
Bazen şu otel sabunları cildimi tahriş ediyor. | Open Subtitles | رائع احيانا صابون هذه الفنادق يؤذى جلدى انا جادة |
Hatırlıyorum... Her zaman fildişi sabununu kullanırdı. | Open Subtitles | أنا أتذكر أنها كانت تستخدم دائماً صابون "أيفورى". |
Geriye kalanlar, sabundan yapılmış mumlu ya da döşeme temizleyicisi gibi şeyler. | Open Subtitles | الباقي كان بقايا شمعية من صابون أو مواد التنجيد |
Ayrıca, tıraş losyonu da bulaşık deterjanı gibi kokuyor. | Open Subtitles | زائد يشتمّ مجموع إجمالي، مثل هو يستعمل صابون صحن للقولونيا. |
Bu, bir sabun köpüğünü cebinde taşımaya çalışamaya benzer. | Open Subtitles | مثل أن تُحاول الحفاظ على فقاعة .صابون في جيبك |
Jo, güneş kremi sabunuyla ilgili bir fikrim var. | Open Subtitles | (جو)، لدي فكرة حول صابون مستحضر السمرة |
O an fark ettim ki bir kalıp sabun satmak gibi basit hareketler ilaç şirketlerinden daha fazla hayat kurtarabilir. | TED | ومن ثم أدركت أنه بـعمل بسيط كبيع قطعة صابون يمكن أن تنقذ الكثير من الأرواح من شركات الأدوية. |