35-40 yaşlarına gelmiş diplomat, çok ağırbaşlı, sert ve şüpheye yer bırakmayacak kadar ahlaklı birini yazacaktım. | Open Subtitles | كانت عن رجل يمضي به العمر, في الـ35 أو 40, دبلوماسي، صارم جدًّا، قاسٍ جدًّا, |
Aidatımı ödüyorum ve o elemanlar sert oynarlar. | Open Subtitles | أنا أدفع استحقاقاتي و هؤلاء الفتية يتصرفون بشكل صارم |
katı kuralları uygulama yetkisi bana verilmedikçe teklifleriniz benim için kabul edilemez. | Open Subtitles | مالم يكن لدي سلطة لفرض أمر صارم.. فإن خططك غير مقبولة لدي.. |
Bu andan itibaren çok katı bir diet rejimine ve antremana maruz kalacaksın. | Open Subtitles | من الآنَ فَصَاعِدَاً، أنت سَتَعاني من نظام تغذية صارم مِنْ الحميةِ والتمارينِ. |
Kitabım yayınlanmadan önce ilk kimin okuyacağına dair çok sıkı bir kuralım vardır. | Open Subtitles | أنا ألتزم بقانون صارم وشديد بشأن من يقرأ أعمالي في هذه المرحلة المبكرة |
Ve sanırım ona uyuşturucunun tehlikeleriyle ilgili sıkı bir uyarı vermek üzereyim. | Open Subtitles | كما أعتقد أني بصدد ارسال تحذير صارم إليه، من مخاطر ادمان المخدرات. |
Yaşını, ve Lex Luthor'un hayatını kurtarmanı göz önüne alarak sert bir uyarıyla serbest bırakacaklarmış. | Open Subtitles | مع وضع سنك في الإعتبار وكذلك حقيقة إنقاذك لحياة ليكس لوثر فهم يرغبوا في تركك مع مجرد تحذير صارم |
Çok sert, hoşgörüsüz. Bunun kim olabileceği hakkında en ufak bir fikrim yok, ya sizin efendim? | Open Subtitles | صارم جداً, ليس لدي فكرة في ما المقصود هل لديك فكرة آنستي؟ |
Gücünü kötüye kullananlar sert eleştiriyi hak ederler. | Open Subtitles | إحذر مما تقول عليك تعلم الآداب العامة الأستخدام الخاطئ للسلطة يجب أن نوجه إليه إنتقاد صارم |
3 kişiydiler. Biri bu, düzgün görünüşlü adamdı. Bir de sert görünümlü şerefsiz... | Open Subtitles | كان هذا الرجل، رجل عاديّ المظهر، ورجل صارم بغيض المظهر، |
Şimdi siz içinde öleceksiniz. O burada değilken pek sert konuşuyorlar. | Open Subtitles | كلام صارم عندما لا يكون في الحجرة ،صحيح؟ |
Test çok kapsamlı, ve özellikle, derecelendirmede ki kıstas çok çok katı olduğundan, sana tavsiyem, şu ayakkabılarla olan işini bitirir bitirmez, | Open Subtitles | بما أن الامتحان شامل لكل شيء .. وتوزيع الدرجات صارم .. أنصحك .. بمجرد انتهائك من هذه الأحذية |
katı komşularını kırmayacak kadar çetin ve ağırbaşlı birini istemiştin. | Open Subtitles | شخص ما صارم ووقور بما فيه الكفاية أَنْ لا يُهينَ جيرانكَ النشويون. |
Ve, katı disiplin ile kurumun kurallarını, yönetmeliğini izlersiniz. | Open Subtitles | واتباع قوانين وتعليمات هذه المؤسسة بانضباط صارم |
..hala katı komünist rejim vardı. | Open Subtitles | عندما كان ما يزال يحكمها نظام شيوعي صارم |
Herkes başına buyruk görünse de buraya da çok sıkı bir hiyerarşi hakim. | Open Subtitles | قد تبدو وكأنها سائبة للجميع, لكن حتى هنا ينطبق التسلسل الهرمي بشكل صارم |
Çok sıkı sosyal hiyerarşiye sahip gruplar halinde yaşarlar. | TED | إنها تعيش في مجموعات مع سُلَّم اجتماعي صارم جداً. |
sıkı ve mantıklı olan kişisel sağlık verilerinin dağıtımı, kullanımı ve paylaşımı için düzenleyici bir çerçeve oluşturmak gerekmektedir. | TED | يتطلب إنشاء إطار تنظيمي لتجميع واستخدام ومشاركة بينات الصحة الفردية، والذي هو صارم ومعقول في نفس الوقت. |
Evet iş gücümüzün özel yeteneğe ihtiyacı var ama bu yetenek, titiz ve resmi eğitimi geçmişte olduğundan çok daha az gerektiriyor. | TED | أجل، قوانا العاملة تحتاج مهارات متخصصة. لكن، هذه المهارات لا تحتاج إلى تعليم صارم ورسمي أكثر مما احتاجته في الماضي. |
Arabamız sizin tarafınızdan parçalandı patronum bu konularda çok katıdır. | Open Subtitles | لقد تدمرت ملكيتنا بأحد عبيدك، ورئيسي صارم في هذه الأمور |
Birçok insan onu hala çok dikkafalı ve acımasız bir iş adamı olarak görüyor. | Open Subtitles | الكثير من الناس ما زالوا يشاهدوه إنه شخص صارم و رجل أعمال شرس |
disiplin tam ve sıkıdır ancak gaddarlık diye bir şey yoktur. | Open Subtitles | ... الأنضباط هو امر صارم ولكن ليس هناك وحشية |
Duyduğuma göre sıkı bir disiplin uyguluyormuşsun... ve mahallede el üstünde tutuluyormuş. | Open Subtitles | أعتقد أنك صارم معه وسمعت فى الحى.. أنك أنشئته نشأة طيبة |