İşten biriymişim gibi elimi sık ve içeri gir. | Open Subtitles | صافحني كرجل اعمال واذهب الى الداخل |
Sadece elimi sık salak. Çok basit. | Open Subtitles | صافحني فقط أيها المغفل الأمر بسيط |
Üzgünüm, dostum. Tamamen üzgünüm. Çak bakalım. | Open Subtitles | آسف يا صديقي , آسف حقا صافحني , اعطني خمسة |
Seni görmek güzel. Tamam, Çak bakalım. | Open Subtitles | يسعدني رؤيتك صافحني |
- Helal olsun, dostum. | Open Subtitles | صافحني يا رجل. |
Hadi el sıkış benimle, seni pis zengin yapayım. | Open Subtitles | صافحني سأجعلك ثري |
Elimi sıktı ve Büro'ya olan inancını ve minnettarlığını açıkça belirtti. | Open Subtitles | صافحني وأبدى إمتنانه ثقته بدائرتنا التي بطور النموّ. |
- elimi sık. - Ne? | Open Subtitles | ـ صافحني ـ ماذا؟ |
elimi sık, Danny Boy Flynn. Billy Patterson, horoz sıklet. | Open Subtitles | صافحني يا (داني "بوي" فلين) (بيلي باترسون)، الوزن الخفيف |
Arabayı bana sat. elimi sık. | Open Subtitles | ستبيعني هذه السيارة صافحني |
Anlaştık mı? Şimdi elimi sık! | Open Subtitles | لو وافقت، صافحني الان |
Sen gençsin, elimi sık. | Open Subtitles | نحن أولاد اليوم, صافحني |
Bir Çak bakalım. Teşekkürler. | Open Subtitles | - أنت تعرف أنني سأفعل ذلك، صافحني |
Çak bakalım bir beşlik. | Open Subtitles | مرحباً، صافحني عالياً |
Hadi ahbap Çak bakalım. | Open Subtitles | هيا يا رفيقي صافحني |
- Ve Sammy Çak bakalım bebek. | Open Subtitles | سامي صافحني |
Çak bakalım. Evet. | Open Subtitles | صافحني |
- Helal olsun, dostum. | Open Subtitles | صافحني يا رجل. |
- Helal olsun, dostum. | Open Subtitles | صافحني يا رجل. |
İzleyin, numaralar yapıyor. Dur, el sıkış. | Open Subtitles | إنه يؤدي حيل ، صافحني |
Elimi sıktı ve genç Büro'muza minnettarlığını ve inancını dile getirdi. | Open Subtitles | صافحني وأبدى إمتنانه ثقته بدائرتنا التي بطور النموّ. |
Koca bir zencinin tozunu attırdın. Ver elini bakalım! | Open Subtitles | لقد سحقت الزنجي الضخم، صافحني. |