Galerinin yeterince havadar olmadığını bilmem gerekirdi. | Open Subtitles | كان علي أن أعلم أن صالة العرض ليست مهواة بشكل كاف |
Bunu kim yaptıysa, Galeriden girmemiş. | Open Subtitles | ,أي كان من فعل هذا فإنه لم يأت من خلال صالة العرض |
Hepsi galerisinde kullanabilmesi için. | Open Subtitles | سيدخل كل ذلك في صالة العرض |
Şu an Galeri 24 saat kameralar ile izleniyor. | Open Subtitles | الآن.. صالة العرض تحت مراقبة فيديو على مدار 24 ساعة |
Bir de sergi salonuna merdivenden girişi engelleyen elektronik gözler var. | Open Subtitles | والعيون الكهربائية التى تمنع الوصول إلى صالة العرض |
Konser salonunu kullanmamıza izin verdiğiniz için teşekkürler çocuklar. | Open Subtitles | ♪ شكرا لكم لأنكم سمحتم لنا بإستعارة صالة العرض يا رفاق |
Denemek için -- maalesef ödünç alamadım, Toto isimli üreticinin Manhattan'daki showroom'una gittim. showroom'da kullanabilmeniz için kapalı bir banyo bulunuyor. | TED | ولتجربة هذا -- لم أستطع العثور على من يعيرني اياه لكنني ذهبت الى صالة العرض للصانع توتو في منهاتن والتي تحتوي على حمام في جانب صالة العرض و تستطيع استخدامه ، وقد استخدمته |
Bu sinema ne kadar süre gösterim yapar bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعلم إلى متى ستبقى صالة العرض هذه.. |
Galerinin standart komisyonu %50 ama Nicholas sadece birkaç yüz depozito ödemiş. | Open Subtitles | عمولة صالة العرض النموذجية 50% لكن (نيكولاس) دفع عربون مقدّم مائتي دولار هنا وهناك |
Galeriden çıkıp gitseydim... bunların hiçbiri olmayacaktı. | Open Subtitles | لو خرجت من صالة العرض , وقتها فما كان سيحدث أي من هذا |
Galeriden biriyle çıktığını gördüm. | Open Subtitles | رأيتكِ تنسلّين خلسة من صالة العرض برفقة شخص ما |
Bir-iki adam yakalamak için Galeriden izin almış ya? | Open Subtitles | أخذ إجازة من صالة العرض لمساعدتكم في القبض على بضعة أشخاص؟ |
- Joe Hagan'ın galerisinde. | Open Subtitles | "في صالة العرض الخاصّة بـ(جو هاجان) في المكتب." |
-Metal kutuda. Galeri gibi buda kapatılıyor. | Open Subtitles | إنه في العلبة المعدنية تقفل عند إقفال صالة العرض |
Galeri sahibi kapanışta tacı almıştı. | Open Subtitles | كان مالك صالة العرض يحمل التاج عند خروجه كان يواجه مشاكل مالية |
Adamlarımız her şeyi sergi salonuna taşıdığında lahitin üstüne bir platform kuracağız. | Open Subtitles | بعد أن ينقل رجالنا كلّ شيء إلى صالة العرض |
- Peki. Konser salonunu kullanırız. | Open Subtitles | حسناً، سنسخدم صالة العرض. |
(Gülüşmeler) Bunu denemek için yatağı yapan kişi beni ve eşimi Manhattan'daki showroom'una davet etti. Eşimle geceyi orada geçirdik. | TED | (ضحك) لتجربة هذا ، سمح المنتج لي ولزوجتي بقضاء ليلة في صالة العرض في منهاتن |
sinema salonu değişti. Neden? | Open Subtitles | لقد غيّرنا صالة العرض |