Senin iyiliğin için bu konuşmayı yapmaktan da kaçındığımı anlayabiliyor musun? | Open Subtitles | كما ترين لقد أردت أن أتجنب هذه المحادثة من أجل صالحك |
Buradan çıkmak istediğini biliyorum ama kendi iyiliğin için beni dinlesen? | Open Subtitles | أنا أعلم أنك تريد الخروج من هنا ولكن لأجل صالحك. جارني |
Beni terk etmeni düşünüyordum da, bence bu senin pek yararına olmaz. | Open Subtitles | أتعلم؟ كنتُ أفكّر بشأن انفصالك عنّي ولا أعتقد أنّ ذلك في صالحك |
Piyonlarından birinden de vazgeçtiğinde, bu oyunu kolaylıkla kendi lehine çevirebilirdin. | Open Subtitles | وتستغني عن احدى خيولك وتجعل هذه اللعبة تعود في صالحك |
Bak, söylemek istemezdim ama burada olduğunu biliyor ve ne yazık ki zaman senden yana değil. | Open Subtitles | أكره أن أصدمك بالحقيقة يا رفيق لكنها تعرف أنك هنا الآن و للأسف الوقت ليس في صالحك |
İyiliğiniz için bir şey söylemeye geldik. | Open Subtitles | لقد جئنا نقول شيئاً يصب في صالحك. |
Leslie, bizim gerçekleri bilmemiz, senin kendi iyiliğin için. | Open Subtitles | ليزلى, انه من صالحك ان نعرف الحقائق كلها |
Ama şimdilik, bunun senin iyiliğin için solduğunu bilmelisin. | Open Subtitles | لكن الآن ، عليك فقط أن تصدق أن هذا فى صالحك |
- Senin iyiliğin için konuşuyorum. - Dergileri kim yönetecek? | Open Subtitles | أقول لك ذلك لأجل صالحك من سيهتم بأمر المجلة؟ |
Kendi iyiliğin için elinden geleni yapmalısın ne olursa olsun. | Open Subtitles | حسناً ، يجب عليك فعل ما هو فى صالحك لا يهم ما هو |
Üzgünüm tatlım, bu kendi iyiliğin için. | Open Subtitles | أنا آسفة يا عزيزي، هذا في صالحك. |
Senin iyiliğin için dediğimde inan bana. | Open Subtitles | صدقيني لما أقول أن الأمر في صالحك |
- Ben tanrı adına çalışmak zorundayım - Senin kendi yararına | Open Subtitles | لدي اعمال روحانية لاقوم بها الاعمال الروحانية ستكون في صالحك |
Bana yalan söylemeden ve zamanımı harcamadan lanet olası zarfı bana vermen senin yararına olacaktır. | Open Subtitles | انما اقولها لك لتفهمي انه من صالحك أن لا تكذبي علي او تضيعي وقتي بل عليك ان تعطيني المغلف |
Belki Henry'e söylemedin, ama bana söylemen senin yararına. | Open Subtitles | ربما لم تخبره، لكن من صالحك أن تخبرني |
Bak Birgitte... göğsünde hücre değişiklikleri olmuşsa zaman lehine işlemeyecektir. | Open Subtitles | ان كان هناك تحورات في خلايا ثديك فالوقت ليس في صالحك |
Savaşın tek iyi tarafı Jane, senin lehine bitirmendir. | Open Subtitles | النقطة الوحيدة من معركة، جين، هو لوضع حد لها في صالحك. |
Güç sizde yana iken zaman çok değerlidir. | Open Subtitles | ومن لحظة دقيقة عندما يتأرجح الزخم في صالحك. |
Sadece kendi iyiliğiniz için sıcak süt getirdim. | Open Subtitles | أحضرت اللبن فقط من أجل صالحك |
Hem senin hem de takımımın iyiliği için sınırlarını anlamam lazım. | Open Subtitles | أنا أحتاج لمعرفة طاقاتك وحدودك لأجل صالحك وكذلك صالح فريقي |
O zaman satışın tamamlanamaması iyi değil mi? | Open Subtitles | اظن أنه لمن صالحك عدم إتمام البيعة، صحيح؟ |
O zaman bana dürüstçe cevap verin bayım çünkü bunu yapmak, sizin de yararınıza olacaktır. | Open Subtitles | اذن ,أجبنى بصراحة يا سيدى, وستجد انه من صالحك ان تفعل هذا. |
Bunun sorumlusu olmasan bile işler senin için iyi gitmeyecek. | Open Subtitles | حتى لو أنك لست المسؤول لن تسير الامور في صالحك . |