"صباحي" - Translation from Arabic to Turkish

    • Sabah
        
    • sabahımı
        
    • Sabahları
        
    • gündüz
        
    • sabahım
        
    • Sabahımın
        
    • Sabahlarımın
        
    • matinesi
        
    Bu kravatı Sabah programında giyemezsin. - Ne? - Çok dikkat dağıtıcı. Open Subtitles لا يمكنك إرتداء ربطة العنق هذه في برنامج صباحي إنها ملهية، اخلعها
    New York'ta muhabirlikten Detroit'te bir Sabah programında sunuculuğa gittim, Motor City. TED فترقيت من مراسل في مدينة نيويورك إلى مقدم عرض صباحي في ديترويت، مدينة السيارات.
    Tüm sabahımı 8 Dolar için mi harcadım? Open Subtitles أهدرت صباحي بأكمله عليك من أجل ثمانية دولارات؟
    Ben ise tüm sabahımı mermi kovanları ya da çeşit çeşit süslü peynir süpürerek geçiriyorum. Open Subtitles قضيت صباحي كله أكنس فوارغ الرصاص و تشكيلة من الأجبان الفاخرة
    Tabii, zaten bende, Sabahları kendime gelmek için çıplak barfiks çeken tiplerden biriyim. Open Subtitles بالطبع، إذ أن من هواياتي تكسير الأنابيب قبل أن أبدأ صباحي
    Sabahları toparlanmak için yeniden kahve kullanılıyor. Open Subtitles هو حسب المودةُ خلفيُ كa إختيار آخر صباحي أعلى.
    Eğer Başkan özel hayatındaki sorulan her soruyu cevaplamaya kalksaydı, Oval ofisi, gündüz yayınlanan Talk şov programına çevirmemiz gerekirdi Open Subtitles إن كان الرئيس سيناقش كافة الأسئلة التي تتعلق بحياته الخاصة، سنحول المكتب الرئاسي إلى مقر برنامج صباحي.
    Çatlamış dudaklarından öpünce sabahım tamamlanır Open Subtitles # أقُبل شفتيك المشققة # # و ينتهي صباحي #
    Sabahımın büyük bir kısmını harcadığınız için teşekkürler. Open Subtitles c.arabicrlm; شكراً لكما على إضاعة ما تبقى من صباحي. /c.arabic
    Sabahlarımın genelde nasıl geçtiğini bilirsiniz. Open Subtitles حسناً, انتم يا رفاق تعلمون كيف يمضي صباحي
    Uyanıyorum, laboratuvara iniyorum ve en güzel Sabah manzarasını selamlıyorum. TED أستيقظ، وأتجول في المعمل وأقول مرحباً لأفضل منظر صباحي على الإطلاق.
    ben de burada kedi tüyü içinde, aptal Sabah programında çalışıyorum. Open Subtitles وأنا هنا أعمل مع هذا الكيس من الغضب في برنامج صباحي إقليمي نهايته محتومة
    Sen öyle san. Aslında bu, geceleri ve çoğu Sabah olur. Open Subtitles ليس كذلك في الواقع إنه ليلي و صباحي أحياناً
    Sen öyle san. Aslında bu, geceleri ve çoğu Sabah olur. Open Subtitles ليس كذلك في الواقع إنه ليلي و صباحي أحياناً
    Onları öğrenene kadar, her Sabah saat 6'ya antreman koyuyorum. Open Subtitles حتى نُتعلّمْهم، سأضيف تمرين صباحي كل يوم الساعه السادسة
    Bütün sabahımı senin zaten konuştuğun bir kızı aramakla geçirdim. Open Subtitles لقد ضيعت صباحي بأكمله أبحث عن فتاة قد تحدثت أنت لها مسبقً
    sabahımı aydınlattı. Open Subtitles أنعش صباحي الباكر
    sabahımı harcamaya mı? Open Subtitles مستعد لإفساد صباحي
    Önümüzdeki 6 ay boyunca Sabahları tutuklu nakli yapmayı tercih eder misin? Open Subtitles -هل تفضل القيام بنقل سجين صباحي للست أشهر القادمة ؟
    Raymond, Sabahları hiç bilgilendirme yapmıyorsun. Open Subtitles - ريموند , أنا لم أحصل موجز صباحي .
    - Ben daha çok Sabahları severim. Open Subtitles انا شخص صباحي
    Ben çok... ..gündüz talk show sunucusu gibiyim. Open Subtitles أَنا ... ببرنامج نقاش صباحي. ما الخطأ بيّ؟
    "Marianne'in Kaprisleri" oyununun gündüz gösteriminde, oyun bir zamanlar birbirlerine çok yakın grubun sık sık birbirleriyle görüşmelerini konu etmektedir. Open Subtitles " وفي عرضٍ صباحي لـ"لي كابريس دي مارين المسرحية التي كانت محبوكة بإحكام والتي عرضت جميع مشاهدها معاً
    Tamam mı, işte sabahım böyle geçti. Open Subtitles حسناً، كان ذلك صباحي
    Sabahımın en önemli kısmı buydu. Open Subtitles . كانت اهم أحداث صباحي
    Sabahlarımın senin sesinle başlaması çok hoşuma gidiyor. Open Subtitles أحب أن يبدأ صباحي بصوتكِ
    Hey, ezkaza, bu iki Pazar matinesi biletini Open Subtitles مهلا، أنت لن، عن طريق الصدفة، يكون شراء هذين الأحد تذاكر صباحي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more