13 Ağustos Pazar sabahı Berlin halkı uyandığında bölünmüş bir şehirle karşılaştı. | Open Subtitles | في صباح يوم الأحد 13 أغسطس، استيقظ سكان برلين ليجدوا المدينة مقسمة |
Şu anda psikolojik oyunlara hazır değilim. Özellikle de bir Pazar sabahı. | Open Subtitles | أنا لست في مزاج ٍ لألعاب الشعوذه خصوصاً في صباح يوم الأحد |
İsterseniz en baştan alalım, ama başlamadan önce size Pazar sabahı uyandırma müziği gönderiyorum. | Open Subtitles | الآن دعنا نبدأ في البداية. لكن قبل أن نبدأ، هنا بعض توقظ موسيقى في وقت مبكر من صباح يوم الأحد. |
Pazar sabahları, onları koğuşta ziyaret etmek kolaydı. | Open Subtitles | وكان من السهل أن زيارتهم في جناح صباح يوم الأحد. |
Pazar sabahları Fru Hagen'de oturup, nasıl kafe latte içtiğimizi gazete okuduğumuzu hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتذكر كيف كنا نجلس في فرو هاغن صباح يوم الأحد ونشرب القهوة ونقرا الصحف |
Bu Pazar sabahı hoş geldiniz, az ama inançlı dostlarım. | Open Subtitles | اهلاً بكم في صباح يوم الأحد قليلين لكن مخلصين |
Bilek güreşi, bir Pazar sabahı başlamıştı pazartesi sabahı bitebildi. | Open Subtitles | المباراة بدأت صباح يوم الأحد وانتهت صباح الإثنين |
- Pazar sabahı da zenci kiliseleri var. - Mükemmel. | Open Subtitles | ـ وفي صباح يوم الأحد نذهب إلى الكنائس ـ أوه، رائع |
- Yakın zamanda oynamadım. - Pazar sabahı. | Open Subtitles | ـ ليس مؤخراً ـ لنلعبها في صباح يوم الأحد |
Ayrıca,Pazar sabahı bir kaç yaşlı adam ile kapatılmak mı istersin yada çalışkan biri olan bahis ve top oyunu oynamak isteyen... yada sonu kahpelik olan zavallı biri | Open Subtitles | بالإضافة إلى ، هل تود حبس بعض الأشخاص كبار السن لحصولهم على شراب فى صباح يوم الأحد أو الرجل الذى يعمل بجد وإجتهاد |
Bir Pazar sabahı doktor işe geliyor. | Open Subtitles | ها نحن في صباح يوم الأحد والطبيبة هي في. |
Bu yüzden bayanlar ve baylar, gelecek sefer hayatınızın ya da işinizin bir parçası olsa da olmasa da kendinizi bir bulmaca çözerken bulduğunuzda, veya belki de bir Pazar sabahı New York Times gazetesi ile kahvaltı masanızdayken hatırlayın, hepiniz çözmeye programlısınız. | TED | لذا سيداتي وسادتي، المرة المقبلة التي تجدون فيها أنفسكم مع أُحجية أينما كانت في حياتكم أو عملكم، أو عند إفطار صباح يوم الأحد مع جريدة نيويورك تايمز، تذكروا أنكم جميعا متعلقون بإيجاد الحل. |
Pazar sabahı kalktığımı hatırlıyorum ve saçların bıçkı gibi olmuş-- | Open Subtitles | أتذكر الاستيقاظ في صباح يوم الأحد و جود نشارة الخشب في شعري و يجري مثل ... |
Bir Pazar sabahı için harika olurdu bu. | Open Subtitles | الآن سيكون ذلك صباح يوم الأحد الكمال. |
Pazar sabahı seninle kilisede konuşuruz. | Open Subtitles | سنقلك في صباح يوم الأحد إلى الكنيسة |
"Washington Post"dan Joby Warrick, bu resmi ön sayfada, Pazar sabahı, ana haberin beş cm üstüne koydu. | TED | قام الصحفي "جوبي واريك" من صحيفة "واشنطن بوست" بنشر هذه الصورة في مقالة على الصفحة الأولى في صباح يوم الأحد احتلت الصورة نصف مساحة الصفحة الأولى |
Tamam. Her şey Pazar sabahı başladı. | Open Subtitles | حسناً، بدأت في صباح يوم الأحد |
Kadının kocası, kardeşiyle beraber Pazar sabahı havaalanından evine döndüğünde. | Open Subtitles | من عثر على الجثتين؟ زوج (أليسون)، كان قادماً من المطار صباح يوم الأحد مع شقيقه |
Pazar sabahları bekaret açık arttırmasında çok hareket olmuyor. | Open Subtitles | سوق مزايدات العذارى هادئٌ في صباح يوم الأحد |
Pazar sabahları en meşgul olduğumuz zamandır. | Open Subtitles | لأن صباح يوم الأحد الأكثر ازدحامًا. |