"صحتهم" - Translation from Arabic to Turkish

    • Sağlık
        
    • sağlıklı
        
    • sağlıkları
        
    • sağlığını
        
    • sağlığı
        
    • sağlıklarını
        
    Benim gibi, Kübalı göçmen bir aileden gelip Amerika'da doğan insanların Sağlık sorunlarıyla karşılaşma ihtimalleri büyük ebeveynleriminkinden çok daha fazla. TED أشخاص مثلي وُلدوا في الولايات المتحدة لأبوين مهاجرَيْنِ من كوبا، أكثر عرضةً فى الحقيقة لأن تتردى صحتهم إلى الأسوء أكثرمن أجدادي.
    İşin Sağlık kısmı ikinci plandaydı, önemli olan kaynaşmaktı. TED فلم تكن صحتهم أولوية أمام الاندماج بالمجتمع.
    Onlar burada şişmanlarken biz de onları sağlıklı tutmaya çalışıyoruz. Open Subtitles و بينما يتم إسمانهم يجب علينا أن نحافظ على صحتهم
    Bu insanlar kendi hayatlarını planlama gücüne sahip olmak ve daha sağlıklı, daha iyi eğitimli, daha refah içinde aileler kurmak istiyorlar. TED انهم يحتاجون قوة ليخططوا لحياتهم ورفع مستوي صحتهم , ويتعلموا احسن وان يصبحوا اسر اكثر ازدهارا.
    Ama bu ülkede kaldıkça sağlıkları daha da kötüye gider. TED وكلما طال بقاؤهم فى هذا البلد تتردى صحتهم إلى الأسوء.
    Her Tollan'a sağlığını takip eden bir çip yerleştirilmiştir. Open Subtitles كل تولان لديهم جهاز صغير مزروع فيهم يراقب صحتهم
    Okulda sorunlar yaşayabilirler ve akıl sağlığı sorunları yaşama riskleri üç kat daha fazla. TED قد تكون هناك مشكلات في المدرسة، واحتمال أن يواجهوا مشكلات في صحتهم العقلية أكثر بثلاث مرات.
    Hobilerini. Ve uykularını feda eder. Yani sağlıklarını da etkiler. TED إنهم يضحون بالهوايات. و يضحون بالنوم. وبالتالي فإن صحتهم تتأثر.
    Reçeteli bir ilacın ki bu ilaç tüm adamlara yaşına ve Sağlık durumuna bakmaksızın onlara güçlü ve sürekli ereksiyonu garanti ediyor olmasına rağmen benim onları etkisiz hale getirdiğimi mi söylüyorlar? Open Subtitles هم يَقُولونَ ذلك عن وصفة دواء الذي يُفتَرضُ ان يضمن إنتصاب قوي وثابت لكُلّ الرجالِ على الرغم مِنْ عُمرِهم أَو صحتهم
    Sağlık alanında, bunu bir kimsenin daha sağlıklı olabileceği bir yol görebileceğini hissetmesi olarak açıklayabilirsiniz, bu yolu görebildikleri anda, sağlıklarının daha iyiye gittiğini göreceklerdir. Bu çok önemli bir hissiyat. TED وفي المجال الصحي يمكننا سحب ذلك عليه سواء كان الشخص يظن انه قادر على ان يرى الطريق ويسير به نحو صحة افضل وانهم يمكنهم ان يروا انفسهم يتحسنون و تصبح صحتهم افضل وهذا مفهوم مهم جدا
    Yani ölümü hayatın kültürel ve sosyal kumaşı olarak kabul ederek, insanların Sağlık ve Sağlık hizmeti hakkındaki kararları etkilenecektir. TED لذلك من خلال وجود الموت كجزء من النسيج الثقافي والاجتماعي للحياة، القرارات اليومية للناس حول صحتهم والرعاية الصحية تتأثر .
    Sağlığın etkili olarak korunması için insanların Sağlık verilerini sürekli olarak paylaşmaya istekli olması gerekiyor, böylece Sağlık hizmeti sistemi, sağlıklarıyla ilgili yardım gerektiğinde erkenden fark edebilir. TED وللحفاظ على الصحة بشكل فعال على الأفراد أن يوافقوا على مشاركة معلوماتهم الصحية بشكل مستمر لكي يستوعب نظام الرعاية الصحية مبكراً بشكل كافٍ في حال الحاجة إلى أي مساعدة تخص صحتهم.
    Sonuçta ölümlü vakaların çoğu 30 yaşın altında gayet sağlıklı genç yetişkinler. TED و النتيجة أن معظم الوفيات كانت في من عمر أصغر من 30 عام، أفراد بالغين ناشئين بكامل صحتهم.
    Birçok kişi daha sağlıklı olmanın yolunu kırmızı etten uzak durmakta arar. Open Subtitles قرّر العديد من الناس أنّهم يودّون تحسين صحتهم باجتناب اللحوم الحمراء.
    Zayıflamak ve sağlıklı yaşamak için. Open Subtitles لينقصوا من أوزانهم ولضمان صحتهم أيضا
    Onların fiziki ve ruhsal sağlıkları düzelir, hatta aileleri bile daha mutlu olurlar. TED كما تتحسن صحتهم النفسية والجسدية، بل حتى أسرهم تكون أكثر سعادة.
    "Ayrıca eğer fabrikalarda çalışacak olurlarsa, sağlıkları bozulur ve moral olarak çökerler." Open Subtitles وسوف تتدهور صحتهم ومعنوياتهم أذا أنخرطـوا فـى العمل بالمصانـع
    sağlıkları ve fiziksel bütünlükleri işlerini yapmaları için can alıcı önem taşır. Open Subtitles والحفاظ على صحتهم وسلامتهم البدنيه مهمةٌ أساسية في عملهم.
    Onların sağlığını riske atacağıma mı inanıyorsunuz? Open Subtitles - أي اقتراحات -أترغب في تعريض صحتهم للخطر
    Yabancı bir ülke çocuklarımızın obez olmasına neden olsaydı bu onların sağlığını etkileyecek, onları mutsuz edecek morallerini bozup özgüvenlerini düşürecek olsaydı bunu yabancı bir ülke çocuklarımıza yapsaydı muhtemelen savaş açardık. Open Subtitles لو كانت دولة أجنبية تسبب السمنة لأطفالنا والتي من شأنها التأثير على صحتهم وإيلام سعادتهم تسبب لهم الإحباط ويعانون من قلة الثقة بالنفس
    Aslında yakında çoğunun sağlığı zayıflayacaktır. Open Subtitles في الواقع ,قريباً ستكون منزلاً لأناس صحتهم ضعيفه
    Eğer dünya genelindeki bakıcılar daha iyi anlaşılırsa, bu yalnızca onların sağlığı, iyiliğini ya da motivasyonunu geliştirmez, aynı zamanda bakım yaptıkları kişilerin de hayatlarını iyileştirir. TED إذا شعر مقدمو الرعاية حول العالم بأنهم معترف بهم بشكل أفضل فلن يحسن ذالك فقط من صحتهم ومزاجهم الشخصي، والإحساس بالفخر، لكنه أيضا سيحسن حياة أولئك الذين يعتنون بهم.
    Ben onların almasını istiyorum, fakat aynı zamanda, ben onların sağlıklarını geri kazanmalarını istiyorum." TED أريدهم أن يأخذوه، ولكن في نفس الوقت، أريدهم أن يستعيدوا صحتهم أيضاً.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more