| Bir taşın buna sebep olması, ama aslında sıradan bir taş olmaması. | Open Subtitles | -بسبب الصخره ؟ -إنها ليست مجرد صخره لدي حدس يقول انها هي |
| Afgan dağlarında, bulabileceğiniz şeyler, taş ve süpürgedir. | Open Subtitles | في تلال افغانستان افضل ماتستطيع تمنيه صخره وفرشاة فرك |
| kaya mı var demek, Bay Allnutt? kaya veya su aygırı. | Open Subtitles | - هل يعني هذا صخره سيد الينوت صخره او خرتيت البحر |
| Bu tren, demiryolu üzerindeki bir kaya kütlesi nedeniyle geçici olarak duracaktır. | Open Subtitles | سيتوقف هذا القطار مؤقتاً نتيجة لتعرض صخره في الطريق |
| Bu yol Parmak Kayalığı'na bağlanıyor. | Open Subtitles | و من ثم يتصل الطريق مره أخرى عند صخره الإصبع هنا |
| Kocaman bir kayanın üstüne çıkıp, göle atlayacağım. | Open Subtitles | سأرتقي قمة صخره عاليه ثم سأقفز |
| Gözlerimi okuyabilsen bir taşın altına kaçıp ağlardın. | Open Subtitles | اذا كان يمكنك ان تقرأ ما فى عيونى فأنت تزحف تحت صخره و تبكى |
| Sonsuza kadar cehennemde kalacak tanrılarca bir kayaya zincirlenmiş gözünün önündeki üzümleri yemesi yasaklanarak açlıktan kıvranan Tantalus'la. | Open Subtitles | الذي يظل للأبد في الجحيم مقيد إلى صخره بواسطة الآلهه يشتهي فاكهه ليست في متناوله |
| O ki bundan tam kırk yıl önce burada taşa dönmüştü. | Open Subtitles | التي تحولت إلى صخره في هذه الغرفة بتحديد أربعين سنه مضت اليوم |
| Gidip en büyük kayayı bulalım da arabanın camını kıralım. | Open Subtitles | لذا , لنذهب ونجد أكبر صخره ونكسر نافذة السياره |
| Yarın öğlene kadar Şikaka'nın laneti kalkmayacak olursa Vaçutular tüm Vaçatileri öldürecek ve senin kafanı da bir taşla ezeceklermiş. | Open Subtitles | لكن إذا لعنة "شيكاكا" لم ترفع غدا عند الظهر ... "واتشوتو" سيقتلون كلّ "واتشاتي" ويحطمون راسك على صخره |
| Silah yerel kaynaklı bir taş bileme aletiydi. | Open Subtitles | اذن , السلاح كان صخره مقطوعه, من مصدر محلي |
| O zaman onları taş taş yeniden inşa etmende sana yardım ederim. | Open Subtitles | إذاً, سوف اساعدك بإعادة بنائهم صخره تلو صخره |
| Bir taş alırım ve altında "Tanrı Yapımı" yazar. | Open Subtitles | ربما ألتقط صخره وستقول أنها من صنع الله |
| Ya da, "Bu elmas değil, sadece bir kaya." | Open Subtitles | أو إنها ليست ماس، إنها فقط صخره |
| Ben sadece bir kaya gibi giyinmiş bir çocuk gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيت طفل منتكر على شكل صخره |
| Sırtımın ortasında bir kaya geziyor ama sadece kaya. | Open Subtitles | صخره تتحرك حول وسط مؤخرتي لكن فقط صخره |
| Parmak Kayalığı'yla birleştiği noktada seninle buluşuruz. | Open Subtitles | و سوف نتقابل حيث يلتقي الدربان عند صخره الأصبع |
| Parmak Kayalığı'nda buluşacağız demişlerdi. | Open Subtitles | حسنا, هيا هم قالوا بأنهم سوف يقابلونا عند صخره الأصبع |
| Şu maymun mu? Bunu hangi kayanın altında buldun? | Open Subtitles | هذا الغوريلا تحت أي صخره وجدته؟ |
| kayanın üzerine yatırılan istilacının başında duran rahip, eline keskin bir taş parçası alıp, başının üstüne kadar kaldırırdı. | Open Subtitles | و قام بوضعه على صخره و جذب أطرافه في كل إتجاه و أخذ الكاهن هذا الحجر... هذا الحجر الحاد ووضعهفوقرأسه... |
| Kalkmak için düşmelisin ateşten kayaya." | Open Subtitles | خلال صخره ناريه " للأرتفاع لابد من السقوط |
| Bizim tanrıçamız da balayı yatağında taşa dönüştü. | Open Subtitles | ...بينما كانت إلهتنا العزيزة صخره في فراش شهر عسلها |
| Fakat kabul etmelisin ki her adayı, her deniz yığınını adaların etrafındaki her kayayı iki kez kontrol ettik. | Open Subtitles | لقد زرنا كل جزيره كل قطعه من البحر وكل صخره من صخور الجزر مرتين |
| Yarın öğlene kadar Şikaka'nın laneti kalkmayacak olursa Vaçutular tüm Vaçatileri öldürecek ve senin kafanı da bir taşla ezeceklermiş. | Open Subtitles | لكن إذا لعنة "شيكاكا" لم ترفع غدا عند الظهر ... "واتشوتو" سيقتلون كلّ "واتشاتي" ويحطمون راسك على صخره |