Kuzey ucunda meşe ağacı olan uzun bir Taş duvar var. | Open Subtitles | به حائط صخرى طويل و شجرة بلوط كبيره فى نهايته الشماليه |
Taş duvar kadar sert olmalıyız. | Open Subtitles | علينا أن نكون صلبين مثل حائط صخرى |
Küçük bir Taş kulübe göreceksin. | Open Subtitles | سوف يكون هناك بيت صخرى صغير. |
İki Amerikalı, su altında kaya olukları olan yerde dalış yapıyorlarmış. | Open Subtitles | شخصين أمريكين كانو يمارسون الغطس فى ممر كهفى عندما كانو تحت الماء فى منزلق صخرى |
Hatta bir kaya yuvarlayıp, işimizi bitirebilirler. | Open Subtitles | و ربما يتسبب هذا فى إنهيار صخرى |
Dışarıda belki de çok uzak olmayan bir yerlerde biraz olsun Dünya gibi kayalık sıvı suyu olan yaşamın başladığı bir gezegen vardır. | Open Subtitles | بمكان ما هناك ربما ليس ببعيداً جداً , يقع كوكب صخرى . شبيه بالأرض إلى حد ما . كوكب به مياه سائله حيث الحياة قد بدأت |
Çok kayalık. Bu yol daha iyi. | Open Subtitles | هذا طريق صخرى هذا الطريقِ أسهل |
Taş duvar. - Taş duvar. | Open Subtitles | حائط صخرى حائط صخرى |
West Virginia'lı bir çocuk, Taş bir duvarın önünde dizlerini kırmış miğferinin üstünde oturuyordu. | Open Subtitles | (أحد الجنود وكان من ولاية (فيرجينا الغربية ... كان يجلس قبالة جدار صخرى كان يجلس القرفصاء ... ... كما كنا نجلس عادة |
Taş duvar. | Open Subtitles | حائط صخرى... حائط صخرى |
- Taş duvar. | Open Subtitles | حائط صخرى.. |
Taş duvar. | Open Subtitles | حائط صخرى |
kaya canavarı bu. Güdüsü yok. | Open Subtitles | انه وحش صخرى ليس لديه دوافع |