Kendini rahat ettirmekle ve hizmetçi ile arkadaş olmaya çalışıyor. | Open Subtitles | انه يجعل من نفسه راحة ويحاول صداقات مع الخادمة. |
Tabii Leydi Mary'yi yıllardır tanıyorum, ama Prens Edward ve Prenses Elizabeth ile arkadaş olabilmek,... ..benim için bir görevden ziyade bir zevk olacaktır. | Open Subtitles | بالطبع, أنا أعرف السيدة ماري منذ سنوات لكن الآن سيكون من دواعي سروري بدلا من واجبي تكوين صداقات مع الأمير إدوارد والأميرة اليزابيث |
- Zacato ile arkadaş olmalısın. | Open Subtitles | -ستتعيّن لتكوين صداقات مع (زاكاتو ). |
Hammond, yıldızlar ile arkadaşlık kurarken ben de yapımcının seçtiği arabalar ile uğraşıyordum. | Open Subtitles | بينما كان (هاموند) يعقد صداقات مع النجوم، كنت أحضّر السيارات التي اختارها منتجو الفيلم |
Austin, kamyoncu'nun biri ile arkadaşlık kuruyordu da. | Open Subtitles | (أوستن) كان منشغلاً بعقد صداقات مع سائقي الشاحنات المحليين |