"صداقته" - Translation from Arabic to Turkish

    • arkadaşlık
        
    • arkadaşlığını
        
    • dostluğunu
        
    • arkadaşlıktan
        
    • dostluğu
        
    • dostluğuna
        
    • arkadaşlığının
        
    • dostluğunun
        
    Yoksul biri olabilir, ama arkadaşlık kurabiliriz. Open Subtitles قد يكون فقير، لَكننا يمكن ان نعزز صداقته
    Onunla arkadaşlık kurma. Open Subtitles لا تقم بالموافقة على طلب صداقته.
    Bu doğru değil. Bir keresinde bana arkadaşlığını verdi ve onu geri çevirdim. Open Subtitles غير صحيح لقد اعطانى صداقته وقد بدلته الصداقة.
    Bu sırada, Eldridge ile arkadaşlığını karmaşıklaştırmak istemiyorum. Open Subtitles في الوقت الحالي لا اريد ان اعرقل صداقته مع الدريدح
    Onun verdiği mevki ve iyilikleri kabul edip, dostluğunu reddemem. Open Subtitles و أتقبل العفو و السماح منه ثم أرفض صداقته
    O zaman neden şu salak kızı arkadaşlıktan çıkarmamış? Open Subtitles إذن لما لم يلغي صداقته بالعاهرة المجنونة؟
    Halen ondan çok hoşlanıyorum, ve bu dostluğu kaybetmek istemiyorum, asla. Open Subtitles مازلت معجبة به كثيرا ولا اريد ان افقد صداقته ابدا
    Onun dostluğuna ve sağduyusuna güvenebileceğimi biliyorum. Open Subtitles في غضون ذلك أعرف أن بامكاني الاعتماد على صداقته ورشده
    Bu duyguya kapılmanızın nedeni hanımınızla arkadaşlığının vasiyetteki payınızı azaltmış olması, değil mi? Open Subtitles اٍننى أقترح أنك اختلقت هذه الفكرة لأن صداقته مع مسز فرينتش سيكلفك جزءا كبيرا من التركة
    - Bana arkadaşlık önerdi. Open Subtitles لقد عرض عليّ صداقته ، و أنا قبِلت
    Gizli arkadaşlık kulübümüzde kullandığı rumuz bu. Open Subtitles إنه اسم نادي صداقته السري
    İlk başta, arkadaşlık teklif etti. Open Subtitles في بداية الأمر عرض صداقته
    Stefan, Caroline ile arkadaşlığını mahvettiği için üzülüyor mu yoksa? Open Subtitles وستيفان الشعور الحساس حول تخريب صداقته مع كارولين؟
    Eğer onun Ari Haswari ile olan arkadaşlığını hesaba katmıyorsan. Open Subtitles ليس إن أخذتَ بعين الإعتبار (صداقته مع (آري الحسراوي.
    Sana arkadaşlığını sunmuştu ya. Open Subtitles إنه بالفعل عرض عليكِ صداقته
    Korkarım ki bu durum efendinizin benimkinin dostluğunu kaybetmesine yol açabilir. Open Subtitles وأخشى أنه قد يفقد سيدك صداقته مع سيدي الآن ، أنا جائع
    Ona göre ben aslında onun dostluğunu istemiyor sadece tamir becerilerini kullanıyorum. Open Subtitles انه يدعي انني لا اريد صداقته واني استخدمه فقط من اجل مهاراته الميكانيكية
    dostluğunu kabul et. Open Subtitles -اقبل صداقته . -هل الأمر بهذه السهولة؟
    İlk olarak onu geçmişte bıraktıysa arkadaşlıktan silsin. Open Subtitles يجب أن يلغي صداقته بها, مثل الأمس
    arkadaşlıktan çıkarıp böyle bir şey olmamış gibi davranacağım. Open Subtitles سأزيل صداقته وأتظاهر أنه لم يحدث
    Öğretmenlikten emekli oldu, ama Hanna'nın en sevilen 11. sınıf öğrencisiyle özel dostluğu sürüyor. Open Subtitles ولقد تقاعد من التدريس, ولكنه مازال يحافظ على صداقته الخاصه مع طالب الصف الــ 11 المفضل لدى الجميع
    Konumumu onun dostluğuna borçluyum. Open Subtitles إني أدين بمركزي إلى صداقته التي لا تلين
    Biz burada yeniyiz. Wallace saygı duyulan bir centilmen arkadaşlığının yardımıyla buradaki toplumda yerimiz edineceğiz. Open Subtitles نحن جُدد هنا , و والس رجل مُحترم ستُساعدنا صداقته
    Onun dostluğunun değeri bundan daha fazla tabi.. Open Subtitles . إنّ صداقته تساوي أكثر من هذا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more