Onun küçük arkadaşı olduğu da söylenebilir. | Open Subtitles | يمكنك أن تقول بأنه صديقه الصغير |
Yoksa küçük arkadaşı cezalandırılacak. | Open Subtitles | . وأما صديقه الصغير سيعاقب |
küçük arkadaşı ölecek. | Open Subtitles | . صديقه الصغير سيموت |
Maggi'nin küçük masum dostu üzerindeki güçlü etkiyi anlamak için psikolog olmanıza gerek yok. | Open Subtitles | -ليس عليك أن تكون طبيباً نفسياً لتفهم التأثير الطاغي الذي أنزله "ماجّي" على صديقه الصغير البريء "جيوسيبّي"! |
Crab Man'i üzmemesi için Joy'a kalleşlik etmeyi isterdim ama orada yalnız kalmış küçük masum dostu için endişelenmesini istemiyorum. | Open Subtitles | أوّد أن أشي بـ(جوي) عند (رجل السلطعون) لكن لا أريده أن يقلق حيال صديقه الصغير وما أصابه |
Clyde Fowler ve küçük arkadaşı Bedbug'ı arayacaksın. | Open Subtitles | ( أنت تبحث عن ( كلايد فاولـر ) و صديقه الصغير ( بيدباج |