"صديقٍ" - Translation from Arabic to Turkish

    • arkadaş
        
    • arkadaşı
        
    • arkadaşımın
        
    • arkadaşımla
        
    • arkadaşımı
        
    • arkadaşın
        
    • arkadaşını
        
    • arkadaşının
        
    • dost
        
    • arkadaşla
        
    • arkadaşıma
        
    • arkadaşımdan
        
    • arkadaştan
        
    • iyi arkadaşım
        
    Evet, yani, 11 senedir hiçbirimiz yeni arkadaş edinemedik. Open Subtitles نعم، أعني لم يتعرّف أحدٌ منّا على صديقٍ جديدٍ منذ تقريباً، 11 عاماً.
    İtiraf etmeliyim ki birinin ilk zenci arkadaşı olmaya pek sıcak bakmam. Open Subtitles سأعترف لكِ, عندي قاعدة تجعلني أحاول تجنب كوني أول صديقٍ أسودٍ لأحدهم، فهو سيحاول التقرب بشتى الأشكال
    Birkaç hafta sonra bir arkadaşımın evindeydim ve karşılaştığım bu nefret ve ırkçılık yüzünden moralim bozuk ve kızgındım. TED بعد عدة أسابيع كنت في منزل صديقٍ لي، وكنت مستاءة وغاضبة جدًا بشأن العنصرية والكراهية التي واجهتها.
    Geçmişten bir arkadaşımla konuşuyordum 2 yıl önce öldü. Open Subtitles كنت أتحدث مع صديقٍ قديم إنه ميت منذ سنتين
    Eğlenmek için mi en yakın arkadaşımı mezarından buralara sürükledi? Open Subtitles لهوايةٍ سخيفةٍ كهذه. إستغل أفضل صديقٍ لي.
    Tek yapman gerek sırtlarını biraz okşamak, sonra da ömür boyu arkadaşın oluyorlar. Open Subtitles كلّ ما عليكَ فعله، هو فركُ ظهورهم و هكذا تحصل على صديقٍ مدى الحياة
    Tamam, pekala, eğer bunu düzeltemezsen, sen ene iyi arkadaşını kaybedeceksin. Open Subtitles حسناً، أنتَ على وشكِ فقدان أفضل صديقٍ لكَ، إن لم تصلح هذا الأمر.
    Biliyorum, ama psikopat annesi olan bir erkek arkadaşının olmasının iyi yönü senin gibi birisiyle birlikte olduğunda nasıl davranması gerektiğini ona öğretmiş olmam. Open Subtitles لكن الإيجابيّ في صديقٍ لديه أمٌّ مختلّة، هو أنّني علّمته أن يكونَ شخصاً سيرغبُ من هم مثلكِ أن يكونوا معه.
    Yoksa başka bir dost NCIS ajanı mı? Open Subtitles أم مجردُ عميلٍ صديقٍ آخر تابعٍ لوكالة التحقيقات البحرية؟
    Bir arkadaşla konuşmam lazım. Siparişleri ver sen. Birazdan gelirim. Open Subtitles إسمع ، علي أن أذهب للتحدث مع صديقٍ لي لمَ لاتطلب شرابك ، وسأعود حالاً ؟
    Biraz garip bir istek olacak ama merak ediyorum, acaba bana bir arkadaşıma yolladığım mektup gelmiş mi söyleyebilir misiniz? Open Subtitles لكن انا اشعر بالفضول إذا يمكنك أن تخبرني.. إذا رسالة انا أرسلتها إلى صديقٍ لي قد وصلت.
    Bisikletimi tamir ettirmek için arkadaşımdan ödünç almıştım. Open Subtitles استعرتها من صديقٍ من أجلِ اصلاح درّاجتي.
    Kızımızın, kendisini kötü etkileyen hayali bir arkadaş ile konuşmamasını istiyorum. Open Subtitles أريد من أبنتنا التوقف عن التحدث مع صديقٍ خيالي الذي يجعلها حزينة
    Umut ediyoruz ki yeni okuyucular gelecek yıllarda Bayan Austen'da bir arkadaş bulmaya devam edecekler. TED لذا نأمل، أن يستمر القرّاء الجدد بإيجاد صديقٍ في الآنسة "أوستن" للعديد من السنوات القادمة.
    Çiçek meselesi seni deli gibi rahatsız ederken babamın seni "oğlumun arkadaşı" olarak tanıtması umurunda bile olmuyor. Open Subtitles -لماذا؟ لأنّك مغتمّ جداً على الزهور لكن عندما قامَ والدي بتقديمكَ كـ "صديقٍ لإبني"..
    Gözlüğünü takıp köşede oturmuş minyatür uçağını birleştirmeye çalışırken bir yandan da neden hiç arkadaşı olmadığını düşünen o küçük çocuğun bu zamana kadar ki yolculuğunu görüyorum. Open Subtitles أرى بعيداً إلى ذاك الفتى الصغير الذي يضع النظّارات و يجلس في الزاوية متسائلاً لمَ يعجزُ عن إيجادِ صديقٍ واحد يصنع معه نموذج طائرة.
    Kızılderililer, sizi ormanda yeni tanıştığım arkadaşımın etrafına topluyorum. Open Subtitles أيها الأمريكيين المحليين اجتمعوا، لأجل صديقٍ جديد قابلته في الغابة
    Bir arkadaşımın evine gittim ve sakinleşene kadar bir kaç saat orada kaldım. Open Subtitles إظطررت للذهاب لمنزل صديقٍ لي وبفقيت هناك لعدة ساعات إلى أن هدأت
    Uzun zamandır görmediğim bir arkadaşımla ilgili üzücü bir haber aldım da. Open Subtitles فقط كنتُ أسمع قصّة حزينةً عن صديقٍ لنا والذي لم أره منذ وقتٍ طويل
    Ama, arkadaşımla bu şekilde konuşmana izin veremem. Open Subtitles ولكن ، لا أستطيع السماح التكلم كذلك عن صديقٍ لـي
    arkadaşımı öldürmemi istedin, kek pişirmemi değil, Carline. Open Subtitles لقد طلبتِ منّي قتل صديقٍ يا (كارلين) و ليس انتقاءَ قالبِ حلوى
    Eski bir arkadaşın oğluyla. Güvenliğin için. Open Subtitles إنّه إبن صديقٍ قديم، هذا من أجل سلامتكِ.
    Dışarıda namlusu kısa pompalıyla bir adam var ve bir arkadaşını arıyor. Open Subtitles ثمة رجل بالخارج يحمل بندقيّة قصيرة ويبحث عن صديقٍ له
    Ryan,Val'i, gözden kaybolmalarına yardım edecek eski bir arkadaşının yanına götürdü. Ona ulaşmamıza imkan yok. Open Subtitles (رايان) مع (فال) عند صديقٍ قديم لا مجالَ للاتصال به
    Bana iyilik yapan bir dost sadece. Open Subtitles إنّه مُجرّد صديقٍ ويسديني معروفاً.
    Eski bir arkadaşla konuşmam lazım. Open Subtitles -أحتاج إلى التحدّث إلى صديقٍ قديم
    O partiye bir arkadaşıma iyilik yapmak için gitmiştim ve yemin ederim ki o atı hayatımda görmedim. Open Subtitles لقد كنت في الحفلة بناءً على دعوة صديقٍ عزيز، وأقسم بأني لم أقابل ذلك الحصان في حياتي قبل تلك المرة
    Bir arkadaşımdan söz ediyoruz! Open Subtitles نحن نتحدث عن موت صديقٍ لي
    Hepimiz arkamızı kollayan bir arkadaştan faydalanabiliriz. Open Subtitles يمكننا جميعًا أن نستفيد مِن صديقٍ مثله في صفّنا.
    Bu herif mala vuracak bu akşam! En iyi arkadaşım çünkü! Open Subtitles هذا الفتى سيحصل على مُضاجعةٍ هذه الليلة إنه أفضل صديقٍ لي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more