İşten bir arkadaşım bana onu önerdi. Sorununa kesin çözüm dedi. | Open Subtitles | صديق لي في العمل اخبرني بمراهنه، وقال لي انه شيء أكيد. |
Benim mekânıma ateş ettin ve bir arkadaşım hastanelik oldu. | Open Subtitles | لقد أطلقت النار على مكاني ووضعت صديق لي في المستشفى |
Avusturya'dan bir arkadaşım benim için çok üzüldü ve Linz'deki en büyük kumarhanenin sahibini binasını kaplamamız için ikna etti. | TED | صديق لي في النمسا, شعر بالأسف من أجلي فأقنع مالك اكبر كازينو في مدينة لينز بأن يجعلنا نغلّف مبناه |
Başkomiser, çete biriminden bir arkadaşımla konuştum. | Open Subtitles | أيتها القائد، تحدثت إلى صديق لي في فرقة العصابات |
Eskiden böyle yerlerde bir arkadaşımla buluşurdum, senin gibi götler onu yoldan çıkartmadan önce! | Open Subtitles | كما ترى، لقد إعتدت أن أقابل صديق لي في أماكن مثل هذه حتى قام أحمق مثلك وصدمه بالسيارة |
En iyi arkadaşımın erkek arkadaşının gece yarısı araması garip bir durum. - Tiina'yla birlikte değilim. | Open Subtitles | فمن العجيب أن أفضل صديق لي في صديق الصبي يدعو لي في الليل. |
Sen oradaki, benim ihtişamlı dostum. | Open Subtitles | أنت هناك صديق لي في الهواء الطلق |
bir arkadaşım restoran açıyordu, ona yardımcı oldum. | Open Subtitles | ذهبت لمساعدة صديق لي في افتتاح وتسيير مطعم |
Belediyedeki bir arkadaşım icabına baktı. | Open Subtitles | صديق لي في دار البلدية قام بالتكفل بذلك. |
Eski bir arkadaşım onkoloji servisinin başı. | Open Subtitles | أجل، حسنا صديق لي في لعبة للأوراق يترأس قسم الأورام. |
Üniversitedeki bir arkadaşım, Jane bana yeni çıkan bir polisiye... kitabını görüp görmediğimi sordu. | Open Subtitles | صديق لي في جامعة كاليفورنيا، سألني هل رأيت مجلة الجرائم التي صدرت مؤخرا ؟ |
Adli tıpta bir arkadaşım vardı ve meğersem o şey Shuriken katili ve kurbanlarıyla bağıntılıymış. | Open Subtitles | لذا طلبت من صديق لي في قوة الشرطة تحليلها جنائيًا واتضح أن هذا الشيء مطابق لسلاح قتل قاتل النجمة المقذوفة لضحاياة. |
Adalet Bakanlığı'ndaki bir arkadaşım Shepherd'ın hizmet kayıtlarının orijinal kopyalarını araştırıyor. | Open Subtitles | يا، نظرة، صديق لي في وزارة العدل ويهرول نسخ أصلية من سجل الخدمة منقحة الراعي. |
Şuradaki barda bir arkadaşım var. | Open Subtitles | ناولني هنا! هناك صديق لي في ذاك الصالون. |
bir arkadaşım albüm hazırlıyor. | Open Subtitles | صديق لي في هذه البلدة يعد ألبوم غنائي |
Savcılıktaki bir arkadaşımla görüştüm. | Open Subtitles | تحدثت مع صديق لي في مكتب الادعاء العام |
Eskiden New York'ta çalıştığım hasteneden bir arkadaşımla konuşacağım. | Open Subtitles | أعني، أنا ذاهبةٌ للتحدث مع صديق لي في المستشفى الذي إعتدت العمل فيه في نيويورك... |
Boom, 47 milyon dolar hesaba yattı ve Aruba'ya gitmek üzere en iyi arkadaşımın teknesindeyiz. | Open Subtitles | ازدهار ، 47 مليون دولار من الرسوم في وقت لاحق نحن هنا مع أفضل صديق لي في قارب فى طريقنا إلى أروبا |
Sen oradaki, benim ihtişamlı dostum. | Open Subtitles | أنت هناك صديق لي في الهواء الطلق |